Kitap Tanıtımı |
Turistler, dul Huriye ve genç yeğeni Sabihanın işlettiği Paristeki küçük Tunus kafesi Chez Doma genellikle uğramazlar. Kafe, gurbetteki Kuzey Afrikalı işçiler için evden uzakta bir evdir. Huriye, Sabiha ve diğer Kuzey Afrikalı işçiler kafenin bulunduğu, mezbahalarıyla ünlü Vaugirard semtinin kan kokulu havasına alışmışlardır. Günün birinde kaybolmuş bir Avustralyalı turist, John Patterner, aniden bastıran bir Paris fırtınasından sığınmak için kafeye girince hüzünlü bir aşk hikâyesi gelişir.
Johna bakarken, erkeklerin sonsuza dek yalnız olduklarını düşündü. Erkekler, dedi kendi kendine, kadınlar gibi değil. Onların yalnızlığı ruhlarında. En derinlerinde, erkekler ömür boyu yalnızlar. Bir adam, bir kadın tarafından sevildiğini ne kadar iyi bilirse bilsin, her zaman tek başınadır...
Alex Millerın ismi Günter Grass, İsmail Kadare ve JM Coetzeeyle anılmalı. Mutlaka okunması gereken bir yazar.
-The Australian
Aşk Şarkısı Avustralyanın en iyi yazarının belki de en iyi kitabı.
- Pierce, The Age
"Aşk Şarkısının kurnaz cazibesi ve duygusal derinliğiyle herkese hitap edeceği çok açık. Miller hem akla hem de ruha hitap eden nadir yazarlardan biri."
-Australian Bookseller & Publisher
Alex Millerın Aşk Şarkısı basit bir hikâyenin çok ötesinde. Muhteşem bir yazarın elinden çıkmış, büyüleyici ve sürükleyici bir eser.
-Courier Mail |