Aşk Hikayeleri
ISBN 9786059911153
Yayınevi Bağlam Yayıncılık
Yazarlar İsmail Yerguz (translator) | Julia Kristeva (author)
Kitap Tanıtımı Psikanalist olmak bütün hikayelerin aşktan söz etmek anlamına geldiğini bilmektir. Bana sırlarını dile dökerek emanet edenlerin bütün dertleri; geçmiş ya da şimdiki, gerçek ya da imgesel aşk yoksunluklarıdır. Ben bu durumu ancak kendimi bir sınırsızlık, acı ya da hayranlık noktasına yerleştirirsem anlayabilirim. Öteki, macerasını ancak benim zaafımla anlamlandırabilir. Felsefe, din, şiir, roman? Aşk hikayeleri. Platon'dan Aziz Tommaso'ya, Romeo ve Juliette'ten Don Juan'a, saz şairlerinden Stendhal'e, Meryem'den Baudelaire ya da Bataille'a kadar. Büyük simgesel irdelemeler her gün karanlıkta dinlenen şeylerin dışında bir şey söylemiyorlar. Ruhsal olarak hayatta olmak aşık olmak demektir; analizde ya da edebiyata maruz kalarak. Tüm insanlık tarihi muazzam ve sürekli bir aktarım sanki. JULIA KRISTEVA AŞKA ÖVGÜ Aşklarım o kadar uzaklarda ki anlatmakta zorlanıyorum onları. Erotizmin ötesindeki bu coşku olağanüstü bir mutluluk olduğu kadar müthiş bir acı: mutluluk da acı da tutkulu kılar sözcükleri. Olanaksız, uygunsuz, doğrudan kullanılmak istenildiğinde son derece imalı olan aşk dili, metaforlar içinde uçar gider; edebiyat olur. Sadece öznel ve anlatılması zor bir şey olduğunu kabul ediyorum bunun. Ama ben burada size bir tür aşk felsefesinden söz edeceğim. Çünkü şayet psikanaliz, aşkın sürekli yeniden-doğuşuna, yani onun ölümsüzlüğüne uygun koşul olarak, analizanın ileriki yaşamının kalbine doğru yer değiştirmek, orada yenilenmek ve dışa vurulup rahatlamak olmasa bile, en azından orada toplanmak ve yer etmek için, yeniden başlayan aşk deneyimi yoluyla sonsuza dek süren bir yeniden-doğuş arayışı değilse, nedir? İtiraf edeyim ki benim aşklarımın (uyanıklık maskesi altın-da gizlenmiş kendi özel kırılganlığımın mı demeliydim?) kendine özgü yazgısı aşk deneyimi olan iç içe geçmiş cinsellik ve idealler yumağı önündeki söylemimin eksiklik ve yetersizliğini daha da belirginleştiriyor. Ve bana, lirik büyülü sözler ya da psiko-pornografik betimleme yerine sonradan etkinin biraz tarihsel bir dilini tercih ettiriyor. Analistin (âşık) sessiz-liği de burada mı yoğunlaşıyor? JULIA KRISTEVA