Kitap Tanıtımı |
...Adam hiçbir şey söyleyemedi uzunca bir süre. Yürüdüler mutluluğa doğru. Neden sonra elleri birleşti kendiliğinden. Ateş gibiydiler. Binbir Kilise'nin küf kokan sokaklarında gezinirken, saçlarındaki rüzgârın fotoğrafını çekti adam. İnanılmaz bir fotoğraf olmuştu. Rüzgârın dağıttığı saçları, Binbir Kilise'de geçmiş ve gelecek bütün aşkların kokularını taşıyordu sanki. İkisi de artık bulutları yol tutmuşlar, sıra dışı bir aşkın kollarına kendilerini atmışlardı. Artık sarmaş dolaştılar. Ne zaman bir tenha görseler, elleri sanki ebediyen bir daha ayrılmayacakmış gibi birleşiyordu. Sıra dışı hatta yasa dışı bir aşktı onların ki. Yasak bir aşkın tadı vardı damaklarında. Gelecekleri yoktu, biliyorlardı ama, kendilerini de alamıyorlardı. Aşka sınır yoktu. Aşka yasak yoktu. Biliyorlardı ki aşk, yasa dışılıktı. Ve onlar hep yasa dışı olarak kalacaklardı... |