Kitap Tanıtımı |
'Söylenecek bir sey kalmamıstı.
Kollarını ona dolayan kızın hayatının her evresini gözünün önüne getirebiliyordu;
bes yasında daha sarısın, on bir yasında hızla boy atıyor, on üç yasında elleri erkeksi.
Mehtap, çekik gözlerinde yansıyarak yuvarlanıyordu gökyüzünde.
Kız onun teninin kokusunu içine çekti ve Seni seviyorum, dedi.
Genç adam onu o kadar usulca öptü ki kız bunu hayal ettigini sandı; gözlerine bakmak için biraz geri çekildi.
Ve silah patladı.'
Harte ve Gold aileleri on sekiz yıl boyunca yan yana evlerde yasadı. Aile pikniklerinden en mahrem sırlara kadar her seyi
paylastılar. Çocukları Chris ve Emily'nin yakınlasması da bu nedenle sürpriz olmadı, hatta arzu edildi. Birbirini neredeyse
dogdukları günden beri tanıyan, hiç ayrılmayan liseli iki genç, ailelerinin gurur tablosunda el ele gülümsüyordu; ikisi de
basarılı, ikisi de popüler, ikisi de pırıl pırıl.
Ama bir gece yarısı çalan telefonla her sey degisti;Emily basından vurulmustu, Chris olay yerindeki tek kisiydi ve silahta
kendisi için de bir kursun oldugunu söylüyordu...
Insan, aile, dostluk, ask...
Siz olsanız ne yapardınız?
Picoult yarattıgı karakterlere bürünmekte akılalmaz bir yetenek sergiliyor.
New York Times
Hiçbir romancı sayfaları Jodi Picoult'tan daha etkileyici çevirtemiyor.
USA Today
Picoult kestirilemez bir ihtisamla yazıyor.
Stephen King
Picoult'nun ne kadar iyi yazdıgını abartmak zor.
Financial Times |