Anadolu’nun Can Bağları Uluslararasi İlişkilere ve Siyasete Toplumların ve Halkların Penceresinden Bakmak

Sultan I. Abdülhamit Özi Kalesi’nin düştüğünü bildiren belgenin kenarına “Benim gücüme giden bizim devletimizin tekasülüdür” ibaresini yazmıştı. Sultan bu haberi aldıktan  sonra inme geçirmiş ve  hayatını kaybetmiştir. Padişah kayıtsızlık, ihmal ve tembellik anlamına gelen tekasül kelimesi ile yöneticilerin büyük bölümünün görevlerini savsaklamasına dikkat çekmiştir. (Faruk Türkoğlu-Neden Geç Kaldık Nasıl Yetişiriz)Fikrini değiştiremeyenlerin hiçbir şeyi değiştiremeyecekleri, değişimi taviz olarak görenlerin yeniliğe uyum sağlayamayacakları, öfkeyi ve hiddeti geride bırakamayanların nefret ve yıkıcılık sarmalından kurtulamayıp yaşamlarını ve geleceklerini karartacakları bilinmektedir. İnsan kaynakları, moral değerleri, entelektüel birikimleri, yetenek ve kapasiteleri yaklaşık üç yüzyıldır sistemli şekilde kırıma uğratılan Anadolu, (kapsayıcılık, kaynaştırıcılık, birleştiricilik hukukun üstünlüğü ve  insan odaklı yönetim anlayışı gibi demokrasinin temel kavramlarının, bilimsel aklın doğduğu topraklar) misyonundan, kültürel kodlarından, bileşenlerinden, katmanlarından ve özellikle geniş Türk Kültür Coğrafyası ile olan bağlarından koparılmaktadır.Sistemli kırım politikalarına karşı çözüm ise Gazi Paşa’nın tespitinde belirtilmiştir.Binlerce yıl önce Anadolu’da sistematize edilmiş ve Amerikan Anayasa’sına ilham vermiş Likya Birliği’nin kurulduğu bu topraklarda, Muhtaç Olduğumuz Kudret, Damarlarımızdaki Asil Kanda, Zihinlerimizdeki Bilinçte, Kalplerimizdeki Merhamet ve Yüksek Düzey İmanda, Türk Kültür Coğrafyasındaki Birikim ve Kodlarda, Tecrübe, Yetenek, Kapasite ve Potansiyel olarak Mevcuttur.    Özgür KartalDüşündürücü Yazarİnsanlığın Yurttaşı-HizmetkarıHak ve Hakikatin Gönüldaşı-Yoldaşı-Fedaisi