Kitap Tanıtımı |
Ölümün kovaladığı, ama bir türlü başa çıkamadığı, her defasında artan bir öfkeyle ve başka kılıklara bürünerek peşine düştüğü öyküler. Ölüm, önce infazına ramak kalmış idam cezası, ardından Rus cephesi ve nihayet amansız bir hastalık olarak kovalayacaktır Borchert´in öykülerini. Binlerce yıllık varoluş öykümüzün dibe vurduğu, insanın bir tür olarak kendine inancını yitirdiği sahnelerden geçerek. Geceleyin karısından gizli fazladan bir dilim ekmek kesen yaşlı adam ve bunu farkedince ona kendi payından bir dilim ekmek veren karısı, yıkıntılar arasında kalmış kardeşinin cesedini farelerden korumak için günlerce orada bekleyen dokuz yaşında bir çocuk, ellerinde kalan tek şeye, sokaklara kargalar gibi tünemiş savaş artığı yorgun askerler, verecek bir ipek çorabı olmadığı için sevdiği kadının yataktaki sıcaklığından mahrum kalan bir adam, çevresindeki çevresindeki her şeyi bir anda silip, evrenin en önemli ve en güzel şeyine dönüşen hapishane avlusundaki sarı çiçekli karahindiba...
(Arka Kapaktan) |