Albina; Beş Yapraklı Yonca

Dünyanın en güzel masalını arayan insanları anlatır. Beş Yapraklı Yonca yazarın daha önce yayınladığı bütün eserleriyle metinler arası ilişkiler üreten ve gerçekle bütünleşen bir roman. Albina, serinin ilk kitabı olarak mizahi bir anlatımla kurgulanmış ki karakterleri bir araya getirirken akla hayale sığmayacak kelime oyunları ve felsefi tasvirler üretiyor. Kadın ile erkeğin hayata ve aşka bakışlarını rastlantısal bir dille anlatan Albina, az da olsa kafa karıştıran, zevkli okumalarında yorulacağınız aşırı deneysel bir başucu kitabı. Serinin dört kitabının 299, karanlık kitabının 666 sayfa olması, beş kitabın da isimlerinin a harfiyle başlayıp a harfi ile bitmesi... Bunlar ise dikkatli okurların çözümlemesi için kitaplara bırakılmış mistik bilmecelerden yalnızca ikisi. Kitaptan Alıntılar: Âşıksam kuşlar benim için ötüyor, yollar benim için dönüyor. Çalan her müzik benim, tüm resimler benim, yazı benim oluyor âşıksam, boş defterler hemen doluveriyor, ne şaşkınım. Aşk benim için çok tehlikeli. Âşıksam ve âşık olduğum adam yanımda değilse hemen delirebiliyorum. Aşk işte; pis, tehlikeli, zevkli, lezzetli, eğlenceli. Masalara ve|ya masallara sığamıyorum, dar geliyor her yer. Bakamıyorum, körüm çünkü, fakat asla nankör değil. Çayım buz gibi oluyor. Ellerim nedense feci ağrıyor. Ayağım delice acıyor, her zaman. Geçmişle gelecek arasında yok öldüğümü sanıyorum. Beklemiyorum kimseden bir şey... Sadece aşkımdan bekliyorum. Ümitle bekliyorum, sevgiyle, tutkuyla, köpek gibi. İnsan öpüşürken ne alabilir ne de verebilir aslında. Alınanlar ile verilenlere dokunabilir sadece güzel bir öpüşme anında. Boğazından aşağıya inecekmiş gibi yapıp yukarıya kaçan bir sevda parçacığının kavun tadına veya kekremsi kokusuna dokunabilirsin mesela. Tatlı bir dudağı emmekle o tatlı dudağın sahibini kalbine gömmek, bir kazayı görmekle bir ölümü engellemek, bir rengi silmekle gökkuşağında safir öldürmek, bunların hepsi aynı şeyler aslında.