Kitap Tanıtımı |
Şair Faysal Soysal var olan tercümelerin aksine farklı bir yol izleyerek iki farklı coğrafyanın iki şairini, varlığı ve tabiatı hissediş benzerlikleri bakımından bir araya getiriyor. Lorcanın tabiatı derin ve benzersiz tasvirlerinin yanına, Sepehrinin varlığa komşu olarak kurduğu evin penceresinden yayılan sohbetinin eşlik ettiği kitap, var olan tercümelere belki anlam yoluyla değil ama şiirin ruhu bakımından meydan okuyor. Ek bölümdeki Modern İran Şiirinin Ustaları dosyası, Akdenizdeki Çöl adlı kitabı ayrıcalıklı kılan bir diğer özellik. Bu bölümde İran Yeni Şiirinin öncüleri Nima Yusiç, Ahmet Şamlu, Sohrab Sepehri, Mehdi Ehavansales ve Füruğ Ferruhzadın şiiri hakkında bilgiler ve şiirlerinden seçmeler bulunmakta.
Arka Kapak Yazısı:
Biri Gırnatanın Endülüsünden, diğeri İranın Kaşanından; biri Franconun şairleri daha 38inde kurşuna dizdiği yerden, diğeri erdem ve haysiyet erlerinin Nasıreddin Şahın emri ile Fin Hamamında bileklerinin kesildiği yerden; biri Akdenizin zeytinliklerine yansıyan ay ışığıyla kelimelerin ruhlarındaki şiiri gören, diğeri kum çölünün tarihten eserek zamanın kül tutmuş doğasına şiirle varan, iki yalnız: Lorca, Sepehri.
Biri hiç bir zaman İspanyalı olamamış ve çingene kızlarının belirsizliğe yolculuklarında ayı yoldaş, ışığının yansıdığı zeytinlikleri ise hem mezar hem de yurt edinmiş bir boğa şair; diğeri doğduğu yer olan Kaşanı çoktan kaybetmiş ve bu yüzden gecenin kıyısında kendine bir ev inşa etmiş doğa şairi.
Biri daha 1918de, burjuva sınıfını, yeryüzünü şiirle doldurmuş olan İsayı katletmekle suçlayan ve İspanyada ölüler, başka yerlerdeki ölülerden daha canlıdır diyen Lorca; diğeri bir menekşenin önünden geçerken ona selam vermeyen ademoğlunu, kalbindeki kabesini ve kavun kabuklarından oluşan seccadesini unutup kendine habire kıble ve namazgah arayanı kınayan Sepehri.
Biri suyun üzerinde sallanan çingene kızın yeşil rüyasında Cibrilini arayan bir Mesih, diğeri zamanlar arkasında uyuyan babasının elinden yitik tabiatın ve sokakların saflığında bütün bilgi ve iktidar arzusunu bir kenara atan, sürekli çocuk kalabilen vahyin bekçisi Ali. |