Kitap Tanıtımı |
Bütün "has" okurlarda derin bir iz bırakmış o müthiş İskenderiye Dörtlüsünün yazarı Lawrence Durrell´ın en az onun kadar etkileyici bir başka romanını sunuyoruz...
Afrodit´in Başkaldırısında olaylar, Atina-Istanbul-Londra üçgeni içinde, Merlin adlı uluslararası bir şirket etrafında geçiriyor. Merlin, Doğu-Istanbul kanadını bir kardeşin, Batı-Londra kanadını bir diğerinin yönettiği son derece karanlık, siyasi anlamda çok etkili ve dünyanın dört bir yanındaki yetenekli insanların girmeye can attığı dev bir şirketler topluluğudur. Atina´da bir "bellek ve öngörü makinesi" üstünde çalışmalar yapan bir mucit şirketin dikkatini çeker, İstanbul´a çağrılır. Mucit, alımlı, gizemli Doğulu ve sinir hastası bir kadın olan "son kardeş"e aşık olur, işrkete en tepesinden girer...
Durrell, kapitalizm ve teknoloji merkezli modern kültürel değerleri inceler ve eleştirirken yer yer bilim-kurgu tekniklerinden yararlanır. Olayları denetleme gücü neredeyse anrısal boyutlara varan Merlin´e ya da onun temsil ettiği müteşebbis kültüre karşı verilen amansız özgürlük mücadelesini anlatırken, karakterler arasındaki aşk-nefret ilişkilerinin de olaüanüstü bir derinlikle işler, insan olmanın anlamını sorgular... Doğu ve Batı kültürleri içindeki insanlar birbirilerinden ne bakımdan farklıdırlar ? Kişi, kültürünü ne ölçüde aşabilir ? "Yanılsamaların en verimlisi" olan özgürlük neden bu denli gereklidir, insan ne kadar özgür olabilir? İnsanın yarattığı bir şey kendisinden daha özgür olabilir? İnsan, belleğe olan bir yaratık olmanın ötesinde nedir ? Aşk ve yaratım kurtuluş mudur ?
Güzelliği ve acımasızlığıyla insanı iliklerine kadar sarsan bir roman. Müthiş bir edebiyat şöleni . |