Kitap Tanıtımı |
"Gökyüzünde başıboş bir aydınlatma fişeği, sağ tarafında omzunu kaşıyıp duran Ali, solumda ise gecenin soğuğu vardı. Tarık! Hatırlıyorum; o birkaç metre ötede yüzükoyun yatmış, tepenin eteklerinde İbranice çığlıklar atarak koşuşan askerleri gözetliyordu."
1935 - 1938 yıllarında dünyanın dört köşesinden antifaşistler, demokratlar, sosyalistler ve komünistleri Cumhuriyetçiler`in safında toplayan İspanya İç Savaşı, son romantik savaş diye adlandırılır. Filistin`de dövüşmek de 1968 Kuşağı için aynı anlamı taşımıştır. Mehmet Eroğlu, 1969 yılında Ölüdeniz ile Şeria Irmağı arasında, İsrail askerlerince kuşatılmış bir tepede, tutsak düştüğünde kimliğini gizlemek için adını unutmak zorunda kalan bir adamın, on sekiz yıl sonra, o gece tehlikeyle baş etmeye çalışırken hayal ettikleri siyah, kıvırcık saçlı kızla birlikte, unuttuğu adının peşine düşerek buluşunu, Türk romanında örneği olmayan fantastik bir kurguyla anlatır.
Yazar bu romanıyla 1965 - 1980 döneminde, eylemleriyle ülkenin kaderini derinden etkileyen -kendilerine ısmarlanmamış bir devrimin peşinde ölüme yakın yürümüş- romantik bir kuşağın belirgin kişilik özelliklerini tek tek ortaya çıkarır: Kaçarken ekili şeylere basmamak için vurulmayı göze alan Ali, tutuklu bulunduğu hapishaneden, 33 kişiyle birlikte 1 İsrailli pilotun cesedi karşılığında salıverildiğinde 1 / 33 olmayı bir türlü içine sindiremeyen genç adam, bir de fondaki dördüncü kahraman, dramatik öyküyü kendi krallığında sona erdirecek olan ölüm...
İdeallerini unutmayanlara adanan "Adını Unutan Adam", `yaşanmaya değer bir hayat edinmek, öldüklerinde güneşe gömülmek için` ülkelerinden yüzlerce kilometre ötedeki insanlık serüvenine katılmaktan çekinmeyen bir kuşağa yakılmış coşkulu bir ağıttır. |