Kitap Tanıtımı |
Kara Bir Gun, Pierre Loti Hitâbesi, Kara Kemâle Mektup ve Balkan Harbi sırasında yazdığı İstanbul Eğleniyor! gibi ateşli yazıları ve hitâbeleriyle zihinlerde yer eden Suleyman Nazif (1869-1927), yuksek bir heyecan ve hitabet özelliği taşıyan edebî ve siyasî mahiyette birçok risâle ve makaleler ile edebiyatımızın gur sesli kalemlerindendir. Ahmet Haşimin Son Şarklı dediği Suleyman Nazifi, Hezelgû, nuktedân, muzip, mustehzî şeklinde dört kelimeye sığdıran Yakup Kadri, ona bir sıfat daha hediye etmişti: Son Osmanlı! Suleyman Nazifin yazılarını Osmanlı saltanatının son devir tarihinde bir merhale olarak gören Yakup Kadri, birer siperi andıran bu merhalelerde saz kalemini çelik kılıç gibi kullanarak savaşan Nazifi de Son Osmanlı olarak edebiyat tarihimizde ölumsuzleştirmişti.
Elinizdeki eser, nevi şahsına munhasır ve söz meydanının bir cengâveri olan Suleyman Nazifin vefatından önce yayınladığı son kitap olma özelliğini taşıyan Yıkılan Muessese adlı eseriyle Sultan Abdulhamid, 31 Mart Olayı, Balkan Harbi, Birinci Dunya Savaşı, İttihat ve Terakkiye dair çeşitli gazetelerde yayınlanmış makalelerini ihtiva etmektedir. Şarkın bu nâsir, nuktedân, haşîn, kindar, cesûr ve vatansever evladı, âdeta ölmeden önce yakın tarihin önemli bir safhasıyla muhâsebesini yapmıs ve bildiklerini tarihe mal etmiştir. Suleyman Nazif, önce Yeni Ses gazetesinde (Eylul-Ekim) 1926 yılında tefrika edildikten sonra 1927 yılında kitaplaştırılan Yıkılan Muessesede devrin önemli makamlarında bulunan başta Sultan Abdulhamid, Talat Paşa, Nazım Paşa, Enver Paşa, Kâmil Paşa ve diğer İttihat ve Terakki erkânlarına dair ilginç tespit ve tahlillerde bulunurken, şahit olduğu 31 Mart, Balkan Harbi gibi önemli hâdiselere de dikkatli gözlem ve keskin cumleleriyle farklı yorumlar yapmaktadır. Yıkılan Muessese, yakın tarihimize icraâtlarıyla, skandallarıyla, suikastlarıyla, yolsuzluklarıyla damgasını vurmuş bir cemiyete ve bu cemiyetin liderlerine dair bir tanığın dilinden itiraflar niteliğindedir. Sultan Abdulhamidi, 31 Mart Olayını, İttihat ve Terakkiyi, kısaca yakın tarihimizi bir de Suleyman Nazifin kaleminden okumaya ne dersiniz? |