Kitap Tanıtımı |
Ankara Antlaşması´nın imzalanmasından sonra Mersin´de toplanan Ermenilerle, Fransa temsilcisi F. Bouillon arasında geçen aşağıdaki görüşme, Ermenilerin yaptıklarını kabul ettiklerini ve cezalandırılmaktan korktukları için kaçmaktan başka çareleri olmadığını açıkça itiraf ettiklerini gösteriyordu. F. Bouillon Ermenilere hitaben gitmemelerini, Türklerin antlaşma öncesinde yaptıkları fenalıkları affettiklerini ve bu konuda kendilerine güvence verdiklerini, Türklerin öteden beri verdikleri sözleri tuttuklarını, bunun tarihen de sabit olduğunu söylemesi üzerine, topluluktaki Ermenilerden biri ayağa kalkarak kendisine şu cevabı vermişti: "Teşekkür ederiz, bizim için iyilik yapmak istiyorsanız artık bizi himaye etmeyiniz. Eğer siz ve sizin Adana´ya gönderdiğiniz generalleriniz, hükümet memurlarınız bize bu şekilde anlatmış olsalar ve bu ümidi vermeselerdi, bizi bir takım tatlı emeller arkasında koşturacak teşvikamiz sözler söylemeselerdi, biz de Türkler karşısında alnı açık gezecek, hakiki vatanımıza geldiğimiz geçinmeye çalışacaktık. Fakat heyhat geçti. Biz Türk vatandaşlarımızın mukaddesatına tecavüz ettik, evlerini yaktık ve insani olmayan bir çok fenalıklar yapıldı. Maalesef bu bir hakikattir. Biz de insanız. Onların yüzüne ne suretle bakacağız. Bakacak yüzümüz kalmamıştır. Bize iyilik yapmak istiyormusunuz, bizi serbest bırakınız. Biz, mazinin acılarını, cezasını affettirmek için ağlayalım.
(Arka Kapak) |