Kitap Tanıtımı |
Arka Kapak Yazısı (Tanıtım Bülteninden)
Unutulmuş Düşler
Stefan Zweig Unutulmuş Düşler'de, o benzersiz üslübuyla, ihtiraslarının peşinden gidenleri, isimleri unutulanları, pişmanlıkları ve hatıraları kâh hikâye içinde hikâye kâhsa mektup biçiminde anlatıyor. Zweig insanlığın ikilemlerinden ve kusurlarından bahsederken, iyimserliğini asla kaybetmiyor.
Mecburiyet
Mecburiyet'te, ressam Ferdinand eşi Paula'yla birlikte ülkesindeki savaştan kaçarak İsviçre'nin doğasına sığınmıştır. Ne var ki hâlâ içi içini yiyor, her an o malum mektubun gelmesini bekliyordur. İsviçre'de özgürdür, ama bir türlü kendini özgür hissedemiyordur. Günlerden bir gün, ülkesinden gelen askerliğe çağrı tebligatı eline ulaştığında içinde bir mecburiyet hissi belirir. Ülkesinin girdiği bu kirli savaşta o da ölmeye "mecbur" mudur, yoksa İsviçre'de kalıp "özgür" olmaya devam etmeli midir?
Stefan Zweig yine en iyi bildiği şeyi yapıyor ve çelişkilerle dolu insan ruhunu bütün ustalığıyla gözler önüne seriyor. "Mecburiyet" pasifizme dair şimdiye dek yazılmış en güçlü metinlerden biri olmanın yanında, Stefan Zweig'ın kendi hayatıyla da şaşırtıcı paralellikler içermektedir.
Kadın ve Manzara
İsimsiz bir adam ve isimsiz bir kadın. Bir otel. Kavurucu bir yaz mevsimi. Stefan Zweig, tatil için geldiği otelde genç bir kadına rastlayan ve ona saplantılı bir tutku duyan isimsiz bir adamın hikâyesini anlatıyor. Yaklaşmakta olan fırtınayla bir adamın saklı duygularını ilişkilendirerek, okurları imgelerle süslü bir yolculuğa çıkartıyor.
Korku
Korku, bir anne ve bir eş olarak burjuva hayatına saplanıp kalmış olan Irene Wagner'in hikâyesidir. Irene hayatına heyecan katmak amacıyla genç ve yetenekli bir piyanistle gönül macerası yaşamaya başlar. Ama her şey güzel giderken, genç piyanistin eski sevgilisi çıkagelir ve Irene'ye şantaj yapıp büyük sırrını kocasına anlatmakla tehdit eder. Irene çok geçmeden, bir türlü peşini bırakmayan bir korkunun ve suçluluk duygusunun pençesine düşecektir. 1913'te yazılmaya başlanan ve 1920'de tamamlanan bu uzun öykü, Stefan Zweig'ın kadın zihnine ve duygularına dair yazdığı en güçlü metinlerden biridir.
Yakıcı Sır
Avusturya'da, dağ başındaki bir otelde geçirdiği kısa tatili çekilir kılmak için ufak bir kaçamak arayan Baron, çok geçmeden tam da arzu ettiği gibi bir kadınla karşılaşır. Bu kadına ulaşmanın yollarını ararken ilk önce on iki yaşındaki oğlunun kalbini fethetmesi gerektiğini fark eder.
Ancak hesaba katmadığı bir şey vardır: Oynadığı oyun, bu küçük çocuğun hayatını sonsuza kadar değiştirecektir. |