Kitap Tanıtımı |
İyi ki babasının yanında Miles gibi kahraman ve sadık bir asker bulunuyordu. Ona hem güveniyor hem seviyordu. Rosa'nın uzun kızıl saçları rüzgârda dalgalandıkça Miles'in yüreğindeki ateş daha da harlanıyordu. Miles'in aşkını bir kendisi bir de Rosa biliyordu. Hiçbir mücadelede yenilgi görmeyen Miles ilk kez yenilmişti. Hayatı kaba saba insanların arasında geçtiği için incelik ve nezaket konusunda cahildi. Bu yüzden de Rosa'ya nasıl yaklaşacağını bilemiyordu. Kendi mantığına göre Rex'e sadakat Rosa'ya sadakatti. O yüzden yeryüzünde hiç kimse Rex'e bağlılığından kendisini alamazdı. Bu aşkın sonu olmayacağını bile bile başlamıştı ve öyle de devam ediyordu. Bugün yarın çıkacak en küçük kıvılcım kenti yerle bir edebilirdi. Ve ölüm kaçınılmaz olabilirdi. Bu yüzden de uzun süre Rosa'yı uzaktan uzağa takip etti. Rosa bu ilginin farkındaydı. O da kendini kaptırmıştı bu aşkın rüzgârına. Rosa sıkıntıların neler olduğunu çok iyi biliyordu. Ama kalbine söz dinletemiyordu. Ne olacaksa olsun diyordu. Son nefesini Miles'in kollarında vermeye hazırdı.İki âşık bir kez olsun yakından birbirlerini görebilmek, dokunabilmek için fırsat kolluyorlardı. (Tanıtım Bülteninden) ) |