Kitap Tanıtımı |
Hepimiz belli bir yere varmanın telaşı ile çıktık ve düştük yollara. Kimimiz kara gecenin zifirinde çıktı sıcacık yatağından. Kimimiz zaten sokak ortasında bihaberdi sıcak yataklardan. Sabahın ilk ışıklarında çıkan dostlar da epeyce çoktu. O uçak kullandı gitmek için, sen otobüs, ben ise yaya gitmek istedim. Birileri ise kayıkla attı fırtınalı denizlere kendini. Öyle telaşlıyız ki altta kalanın halinden bihaber üstte olan. Serpildik oradan oraya dağıldık kum misali. Arada sevip aşık olabilen varsa ne mutlu adına. Ya unuttuğumuz değerler, hatırı kalan hayatlar. Asıl olan zaten çoktan orada olanlardan mı sorgulamak lazım yaşamın her bir halini. Çok önceden göçmüş oraya yerleşmiş olanlardan mı öğrenmek lazım hayatımızın gizemini. Her soruya cevap ararken ya da her soru bize sorulmuşçasına bulmak istediğimiz cevapların peşinde iz sürerken düştüğümüz yanlışlar. Hayal edip hayallerimiz de kalanlar.Yol hep aynı yere gidiyor. Kestirme de kullansan aynı yer etrafından dolaşsan da. Bunu bilip özüne ihanetin anlamı olmadığını idrak etmek şart. Doğru insan olabilmek oldu hep hedefim.Ve hep on iki den vurabilmek için gerdim okumu var gücümle. Gücüm umarım hiç tükenmez son nefesime dek. Umarım!Kimimiz yolun kendisi oldu kimimiz ise yoldaş. Bense tek tek biriktirip hece hece toplayıp bir bakışta görüp resmin tamamını yazdım. Ortaya çıkan anılarımdan yaşadıklarımdan oluşan yüreğimin karlı coğrafyası ... İçinde şifrelerle ve ip uçlarıyla dolu gizemli puslu bir harita. Labirent içinde labirentin olduğu yorgun yılların birikimi yüreğimin karlı coğrafyası.
Hayat boş...
Dünya zaten yalan peki ne bize kalan ? |