Kitap Tanıtımı |
Mârifet ve ilim arasında bazı farklar vardır. Mârifet insan için kullanılırken Allah'ın bilgisini ifade etmek üzere mârifet kelimesi kullanılmaz. Bunun sebebi mârifeti cehaletin öncelemiş olmasıdır. Tasavvufun gelişimiyle birlikte mârifet ile bilgi ayrımı sûfîleri geleneksel din âlimlerinden ayırt etmek üzere kullanılmıştır. Bunun başlıca sebebi mârifet ile zevk ve hâl arasındaki yakın irtibattır. Zevk veya hâl bilginin tarzı ve kesinliğiyle ilgili bir nitelemedir. İçselleştirilmiş bilgi için mârifet tabirini kullanmakla sûfîler öteki din âlimlerinden kendilerini ayırt etmişlerdir. Mârifet bu anlamıyla bilgiden daha çok amel ve ahlâka yakın bir kavramdır. Sûfîler yeni bir bilgi kazanmak için tasavvufa yönelmez, onların meselesi idrak araçlarıyla kazanılmış bilginin "zevk yoluyla kesinleştirilmesinden ibarettir. Bu durumda önceki bilgi zanna karşılık gelirken "zevk yoluyla kesinleşen; bilgi mârifet veya gerçek bilgi adını kazanır. Elinizdeki eser Fütûhât-ı Mekkiyye'nin 8. cildinde bulunan 109-111. kısımlar ve 168-177. bölümleri içermektedir. İbnü'l-Arabî Fütûhât'ta geniş yer tutan mârifet ve edeb bahislerinin bazı bölümlerini burada ele almıştır.. |