Kitap Tanıtımı |
Bazen padişahın kızı oyuncaklarından sıkılıp çelikçomak oynamak istermiş. Diğer oyuncakları gibi çelik-çomağı da altın ve gümüştenmiş.
Küçük kız çelikçomak oyununu çok seviyormuş. İlk kez çelikçomak oynamak istediğini söylediğinde Padişah kentteki bütün kuyumcuları getirtmiş ve kızının çelikçomağı'nın bir saatte hazırlanmasını buyurmuş. Bu çelikçomak için tam yüz bin altın harcanmış. Bir kuyumcunun da boynu vurulmuş; çünkü önemli bir işi olduğu için saraya gelemeyeceğini söylemiş. Kuyumcu yeni doğan kızı için küpe yapmakla meşgulmüş.
Padişahın kızı ne zaman çelikçomak oynamak isterse Koçali onun yanına gider ve beklermiş. Kız kısa gümüş çubuğu alıp bununla vurduğu uzun altın çubuğu havaya fırlatırmış. Çubuğun arkasından koşup onu kıza atmak Koçali'nin göreviymiş. Kendisine fırlatılan çubuğa havada vuran kız onu daha da uzaklara gönderirmiş. Koçali de gidip onu alarak yeniden kıza atarmış.
Kız oyun oynamaktan bıkınca Koçali kölelere ve hizmetçilere haber verirmiş. Onlar da tahtırevanla gelip onu saraya götürürlermiş. Koçali daha sonra oyuncakçıbaşıya gider ve ona çelikçomağı alıp binlerce başka oyuncağın saklandığı hazine odasına götürmesini söylermiş. |