Kitap Tanıtımı |
“Duvarların uçuk rengi, tavandan sarkan çıplak ampulün yaydığı soluk ışıkla belirsizdi. Hiçbir eşya yoktu. Kız on dokuz yaşlarında gözüküyordu ve çıplaktı. Saçları omuzlarından aşağı sarkmış ve göğüslerini örtmüştü. Beyaz teni odanın loşluğunda belirsizdi. Üşümüş gibi omuzları öne eğilmiş, kolları çıplak bedenini örtmek ister gibi önünde birleşmişti. Ağlayamayacak kadar şaşkın ve korkmuş görünüyordu. Bacakları birbirine sıkıca birleşmişti. Çok utandığı belliydi.” İnsanın üzerinde suç teşkil edecek bir nesne bulunduğunda, o insan gerçekten suçlu mudur? Güven duygusunun sınırı nasıl çizilir? İnsanı değersizleştiren algıya dayanamamak, irade zayıflığı mıdır? Dedektif Kemal, aldığı dosyaları çözümleme savaşı verirken, kendi iç savaşından hiç kaçamıyordu. Başka dosyalara daha gerçekçi bakarken, Şenay’ın intiharıyla ilgili oluşan iç kavgası, tüm duygusal ve düşünsel çatışmaların acımasızlığıyla yaşamına çörekleniyordu. Fabrika yangınında hayatını kaybeden Fahir Berka ve yedi çalışanının ölümü kaza mıydı? Yoksa arkasında saklı bir gizemin anahtarı mıydı? Olay kahramanları organik boya üretecekleri Kerela bitkisinin peşindedir ama farklı hesaplaşmalar; ihanetlerin, kaçınılmaz ihtirasın, kin ve ego savaşlarının arasındadır. İstanbul ve Bali arasına uzanmış, olaylar zincirinin kırılma noktasında, dosyaya dahil olan Dedektif Kemal ve sokak ressamı Neco nerelere uzanacaklardı? 'Annemin Kızı' kitabının yazarı Nilüfer Al'dan sürükleyici bir roman daha. 'Renk Tangosu' , okuyucularını yangınla başlayan gizemli bir olayın çözümlenmesinin merakıyla ilgi çekici karakterlerin yaş amma tanıklık ettiriyor. İyi okumalar… (Tanıtım Bülteninden) ) |