Kitap Tanıtımı |
26 Nisan 1985. Eşarplı genç kadın, bir elinde sıkı sıkıya tuttuğu beş altı yaşlarında bir çocuk, diğer elinde griye çalan ağır bir pazar torbası ile bir yere yetişmenin telaşı içindeydi.
- Haydi! Oğlum çabul ol, dedi. Otobüsü kaçırmayalım.
Başı arkada ve gözleri sabit bir yere takılı kalan çocuk, ilk defa gördüğü bu heykele daha yakından bakabilmek için annesinin elinden kurtularak merdivenleri bir tazı çevikliği ile sıçrayıp:
- Atatürk, Atatürk! diye bağırarak koşmaya başladı.
Bir tarafta otobüsü kaçırmanın telaşı, diğer tarafta bu insan selinin ortasında çocuğunu kaybetmenin korkusu, genç kadını içinden çıkılmaz bir duruma sokmuştu. Ağır yüküne rağmen onun peşinden koştu. Çocuk, heykelin karşısında hazır ola geçip, Ata'sına bir asker gibi selam verdiği sırada anası koluna yapıştı. |