Kitap Tanıtımı |
Tarih boyunca devlet iktidarının mutlaklığı tartışmasız kabul edilirken, bu iktidarın sınırlanması gerektiği de aynı ölçüde benimsenmiştir. İktidarın sınırlandırılması için kullanılan pek çok yöntem arasında, ayaklanmalar önemli bir yer tutar. Ayaklanma bir hak olarak ele alındığında; değerlerin, çıkarların ve inançların kurulu yönetim tarafından baskı altına alınması durumlarında ortaya çıkabilir. Öyleyse ortada bir kurulu yönetim ve buna karşı çıkan hoşnutsuzlar vardır. Diğer bir deyişle ayaklanmalar, kurulu bir otoriteye karşı sıradan insanlar tarafından verilen asimetrik mücadelelerdir. Pekala, bu sıradan insanları kendilerinden daha güçlü olduğu halde, hâkim otoriteye karşı harekete geçiren nedir?
Bu araştırma, Türkiyenin yakın dönemini, Osmanlı İmparatorluğunun son yüzyılını ve genç Cumhuriyetin kuruluş yıllarını kapsamaktadır. Bu dönem, altı yüz yıllık bir imparatorluğun ölüm döşeğindeki acılarını ve Cumhuriyetin doğum sancılarını içermektedir. Yakın dönem, yıkılan imparatorluktan pay almaya çalışanların; hem devletle, hem de birbirleriyle yaptığı mücadelelerden ibarettir. Hesabı tutulamayan izmler, geleneksel monarşileri yıkan devrimler, sömürge savaşları, ayaklanmalar, mezhep kavgaları, sürgünler ve göçler... Yalnızca Türkiye için değil, bütün dünya için kanlı bir dönüşüm çağı; doruk noktasına doğru yol alan modernite ve iki büyük dünya savaşına yol açan çekişmelerden ibarettir bu dönem. Başına modern sıfatı eklenen ne varsa, büyük çoğunlukla kaynağını bu dönemden alır; tıpkı ayaklanmalar gibi... |