Kitap Tanıtımı |
Rumlar, gerek batılı devletlerin tahriki gerekse milliyetçilik fikrinin etkisiyle 1821'de ayaklanarak 1830'da kendi ulusal devletlerini kurmuşlardı. Sürekli olarak Osmanlı Devleti aleyhine genişlemeyi bir politika haline getiren Yunanistan, özellikle balkan Savaşları'ndan sonra sahip olduğu topraklarda Türklere karşı etnik arındırma sürecini başlatmıştır.
Balkan Savaşları'nda olduğu gibi, Birinci Dünya Savaşı'nda da Türkiye'deki Rumları kışkırtan Yunanistan'ın bu politikasına Osmanlı Devleti'ndeki bazı Rumlar destek vermiştir. diğer taraftan savaşlar devam ederken maneviyatları bozulan Rumların da yavaş yavaş Yunanistan'a göçüne şahit olunmuştur. Mondros Mütarekesinin imzalanmasıyla yerlerine dönmeye başlayan Rumların iskanı ayrı bir sorun olmuştur. Yunanistan bir taraftan Anadolu'da ekseriyet sağlamak için Kafkasya'dan ve adalardan binlerce Rum'u göç ettirmiş, diğer taraftan Anadolu'da Pontus isyanı başlatmak için gereken adımları atmıştır. Bu gelişmeler üzerine Ankara Hükümeti'nin meşru müdafaa hakkını kullanması Türklere karşı Yunan propagandasını tetiklemiştir. Milli Mücadele'nin başarıya ulaşmasıyla Türkiye'nin her tarafında gerek korku, gerekse Yunan askerlerinin zorlamasıyla binlerce Rum Türkiye dışına göç etmeye başlamıştır. Beraberlerinde alabilecekleri her şeyi almalarına müsaade edilen Rumlar, gittikleri yerlerde sefaletle ve çeşitli sorunlarla karşılaşmışlardır.
Mütareke döneminde Türk- Rum ilişkilerinde yaşanan kırılma, TBMM'nin azınlıklar politikasına bakışını değiştirdiğinden, Büyük Taarruz sonrası tüm azınlıklar için mübadelenin esas kabul edilmesine sebep olmuş ve asırlarca Türklerle kader birliği yapmış olan Rumların Anadolu'daki varlığı sadece İstanbul belediye sınırları içinde kalmıştır. |