Kitap Tanıtımı |
Kızılderililer diye de bildiğimiz Amerika kıtasının Avrupalılar tarafından işgal edilmeden önceki sakinlerine dair muhayyilemizde ne yazık ki çoğunlukla Hollywood sinemasının eski western filmlerinde karşımıza çıkan bir imge vardır: barış fikrinden uzak, atının üstünde çığlıklarla hasımlarına saldıran, yüzü ve bedeni boyalı bir barbar ve vahşi. Oysa bu imgenin tarihî gerçeklerle uzaktan yakından bir ilişkisi yok. Kendi geçmişindeki kabile yaşamı ve inançlarını yer yer şiirsel diyebileceğimiz ifadelerle aktaran Ohiyesa’nın Kızılderili Ruhu yerlilerin gerçek hikâyesini sunuyor. Yayımlandığı ilk günden beri büyük bir beğeniyle okunan eser hakkında pek az şey bildiğimiz her biri farklı dil, inanç ve ritüellere sahip beş yüzü aşkın kabileden müteşekkil Amerikan yerlilerinin dünyasından kesitler sunuyor. Bize en uzak coğrafyalardan birinde yaşıyor görünmekle birlikte uzak geçmişimizde komşumuz olan bir halkı daha yakından tanıtıyor. Kızılderili Ruhu hem Avrupalı işgalcilerin etkisiyle hızla kaybolmaya yüz tutan yerli kültüre karşı bir tür ağıt hem de yerli inanışlarını küçümseyen, aşağılayan tüm beyaz adamlara bir cevap niteliğindedir. (Tanıtım Bülteninden) ) |