Kitap Tanıtımı |
Arapça selam üzerinden doğan bir kelimedir İslamiyet. Manası teslim olmak, kötülüklerden sağlim bulunmak. Bir nevi iyi insan olma yolunda kendine bir yoldaş seçmektir; çünkü dostu Allah olanın sonu hayra çıkar. Peki, bu dünyanın İslam'dan istediği ne, nedir bu nefret? Aslında onların da sözde, hedefi İslam'ın istediği ile aynı değil mi? Kime sorarsak soralım, bu evren sınırları içerisinde yaşayan herkes dünya iyi olsun, insanlar kötü olmasın, hayat bayram olsun diye nidalar atmakta. Yani bizim aslında görünüşte hedefimiz bire bir aynı gibi.
Pekâlâ, o zaman onların İslam'a duydukları öfke nereden geliyor, sorusu çınlamıyor mu kulaklarda? İslamofobi denen şey neden kaynaklanıyor diye düşündürmüyor mu bizlere? İslam'a karşı duyulan korku yani bahsettiğimiz şey. O zaman yüksek sesle söylemek gerekmez mi?: ?Ey insanlık, sizin korkunuz şu suçsuz olan İslam değil. Siz şu kusursuz evrenin yaratıcısından korkuyorsunuz..." Ki bunu düşündüğümüzde de aslında İslamofobi diye sığındıkları saçma ve komik tanım tamamen İslam'ın gölgesine sığınmaktır. Çünkü bunu iddia eden kişilerin asıl kini neye biliyor musunuz? Onların düşmanlığı ?Biz sizi topraktan yarattık" diyen Allah'a. Sadece kendilerini haklı çıkartabilme gayesi içinde, evrensellik mesajı adı altında, içlerinde patlamakta olan volkandan saçılanları, o Yüce Yaratan'ı sevenlerin üzerine püskürtmekteler. Lakin bilmedikleri bir şey var ki o gerçekten çok manidar. İslamofobi diye inleyen insanlar, sizin İslam'a karşı açtığınız ateşi de, savaş açtığınız bu dini de yalnız ve ancak nefret dolu olduğunuz o Kudretli Güç yaratmıştır. İşte o dehşetli gün geldiğinde geri dönüş yine O'na olacaktır.
Çünkü şüphesiz kazanan vallahi İslam olacak... |