Kitap Tanıtımı |
Bugün İslam ümmeti, fitne ve tefrika ateşiyle tarihinin en
zor süreçlerinden birini yaşıyor. İslam coğrafyasının
birçok yerinde çatışmalar, şiddet ve vahşet durmaksızın
devam ediyor. Emperyalist güçler asırlardır oynadıkları
oyunlarla Müslümanların onurunu ve izzetini ayaklar
altına almak istiyor.
Mezhebi, meşrebi, anlayışı ne olursa olsun diğerinin
mezhebini, meşrebini, anlayışını tefrika vesilesi kılan ve
kardeşini küfür ile suçlayan bir zihniyet, İslam'ı ve
Müslümanları temsil edemez.
Tevhid, sadece bir inanç ve düşünce sistemi değil, aynı
zamanda bir yaşama biçimidir. Vahdet şuurunu
toplumsal hayatta gerçekleştirmenin yolu, farlılıklara
tahammülü, merhameti, sosyal adaleti ve ahlak bilincini
inşa etmektir. Vahdet, İslam ümmetinin inşa ettiği
mümtaz medeniyetlerin, bu medeniyetlerin ortaya
koyduğu büyük tecrübelerin farkında olmaktır.
Müslümanların bugün küfrün karşısında tek ses, hainin
karşısında tek yürek, zalimin karşısında yekvücut
olabilmesi, her şeyden önce mezhebini, meşrebini,
cemaatini, ırkını, dilini ve coğrafyasını değil, İslam'ın
tevhid ve vahdet anlayışını içselleştirerek esas
almasıyla mümkün olacaktır. |