Kitap Tanıtımı |
Gayet iyi bir eğitim görmüş, oldukça duygulu, kibar ve hoş bir insan olan Ali Bey, çok varlıklı bir ailenin tek çocuğudur. Fakat her ne kadar kültürlü bilgili, lisan bilip, gün görmüş olsa da, bütün bunlar, Ali Bey`in kişiliğinin gelişmesinde pek etkili olamamıştır. Esasen tutkularının esiri olan, sorumsuzluk ve aylaklığı çok seven Ali Bey, bir süre sonra babası vefat edince tamamen başıboş kalarak, aylaklığa iyiden iyiye kapılır. Ve ilk zamanlar pek hoşlanmadğı fakat sonra tutkunu olduğu Çamlıca semti bu aylaklığın adresi olur. Birgün çalıştığı kalemdeki arkadaşlarıyla beraber Çamlıca mesiresinde dolaştığı sıralarda bir arabanın içinde gördüğü ve sonradan adının Mahpeyker olduğunu öğrendiği kadına rastlayıp, ona tutulur. Ve kısa süre sonra Mahpeyker`i yalıya getirir. Artık gözü Mahpeyker`den başkasını görmeyen Ali Bey`in validesi, yalıya Dilaşub adında güzeller güzeli bir cariye getirir. Ali Bey`in validesinin amacı, aslında sağlam bir kişilik olmayan bu Mahpeyker`den oğlunu kurtarmak ve oğlunun düşeceği ruh buhranını güzel cariye Dilaşub ile doldurmaktır. Ali Bey, bir gün eve döndüğünde Mahpeyker evde değildir. Ancak ertesi gün eve gelen Mahpeyker`in bu davranışına Ali Bey çok kızar. Nihayet çıkan kavga sonucu ayrılırlar. Mahpeyker`in gidişinden kısa bir süre sonra Ali Bey, Dilaşub`a aşık olmaya başlar. Yalıdan kovulduktan ve boşalan yerini Dilaşub`un doldurmasını bir türlü hazmedemeyen Mahpeyker öc alma peşindedir. Olaylar bundan sonra trajik şekilde gelişir.
(Arka Kapak) |