Kitap Tanıtımı |
Seyh-i Ekber Muhyiddin İbn Arabî , yazmıs oldugu eserlerinde marifetullahı ilimler dairesinin merkezine alır ve o noktadan hareketle hakikatler ilminin muhtelif mevzularına dair açıklamalar getirir. Bu muayyen zaviyeden bakarak tasavvuf, tefsir, hadis, fıkıh, tarih gibi konularda yazmıs oldugu yüzlerce eseri olan İbn Arabî: "Ben ancak bana verilen izin kadar konusurum. Bana biçilen sınıra gelince dururum." (Fütuhat-ı Mekkiyye) der. Seyyid Hüseyin Nasr'ın ifadesiyle, İslâm irfanının en üst düzeydeki açıklayıcısı olan İbn Arabî'nin önemi, tasavvuf doktrinlerini formüle edip açıkça ortaya koymasında yatar. Essiz bir hikmet külliyatı olan Fütuhat-ı Mekkiyye'nin ve manevi vasiyetnamesi niteligindeki Fusûsu'l-Hikem gibi sayısız eserlerinden biri olan Îcâzü'l-Beyân, Seyh-i Ekber'e ait bir Kur'an tefsiridir. Îcâzü'l-Beyân'ın Fütuhat-ı Mekkiyye'den farkı, dogrudan Allah kelamını tefsir etmeye koyuldugunda hemen her mesrepten âlimlerin ortak bir zeminde bulusuyor oldugunu göstermesidir. Çünkü eser, okuyucunun kolaylıkla fark edebilecegi üzere, İbn Arabî'nin irfan derinligini yansıtırken tefsir disiplininin kriterlerine riayet etme basarısını da göstermektedir. Âyetlerin derunî anlamlarına ısık tuttugu müstesna bir tefsir özelligini tasıyan bu eserin, bugün elimizde sadece ilk cüzü mevcuttur. Bu kitap, İbn Arabi'nin Fâtiha ile birlikte Bakara Suresinin 252. Âyetine kadar tefsirini yaptıgı ilk cüzün Türkçe tercümesidir. |