Kitap Tanıtımı |
İnsanın yaşamı, özgürlüğü, maddi ve manevi varlıkları ile topyekün sahip olduğu değerler üzerinde ve bunların korunması yolunda yapılacak hukuki tartışmaların yol ve yöntem biçimini açık tutmuş bir hukuk anlayışının, insanlık tarafından bir "hukuk olayı" olarak önemsenmesi, bilinmesi ve yorumlanması, sosyal, siyasal ve ekonomik düzenlemeler için önem arz etmektedir. Burada vurgulamaya çalıştığımız husus, sadece insanın hukuku çiğnememesi ve hukuk içinde kalması için bireyin bu önemli durumu içine sindirmesi ve hukuk içinde kalmayı yaşamının vazgeçilmez doğal bir unsuru haline getirmesidir.
Hukuk ihlallerine çokça tanık olduğumuz dünyamızda, insan yaşamını ancak hukuk içinde kalarak rahat bir şekilde sürdürebileceği gerçeğini kabul etmeyecek hiçbir kimse yoktur. Yine, çok iyi formüle edilmiş hukuk kuralları, muhatapları tarafından yaşama geçirilmedikten sonra, hukuk edebiyatında yerini korusa bile, düzenleyici bir fonksiyona sahip olamayacaktır. Önemli olan bu güzel kaidelerin toplum hayatına geçirilmesi için insanı buna hazır hale getirmektir.
Fıkıh, insanın hukuki ilişkilerine ve bütün davranışlarına müdahale ettiği gibi, hukuk tarihinde, insanın iç dünyasının zenginleşmesi ve hukuki kuralları benimsemesi için kendine özgü bir yöntem de geliştirmiştir. İnsanın maddi ve manevi alanda yararlarını hedef olarak görmüş bu zengin hukuk varlığınını, yeniden çok yönlü araştırmaları beklediğine ve bugünkü hukuk anlayışının yakaladığı olumlu ortamın da desteğiyle konuya eğilmenin, siyasi, iktisadi, idari ve hukuki yönden zorunlu olduğuna işaret etmek isterim.
(Arka Kapak) |