Kitap Tanıtımı |
Memleketin gerçeklerini, dramasını insana yer yer gülümseterek yaşatıyor. (Ayşe Doğukan)
Okuyucuda kahramanına sarılıp ağlayarak da olsa destek olma isteği oluşturan kitap. (Evrim Yakut)
lan manyak, ağlattın yine beni çocuklar gibi. hiç konuşacak durumda değilim. yarın görüşürüz. (sms, darbeli matkap/ekşi sözlük)
Metni, elimden bırakmadan okudum. Yalnız, genelde erken yattığımdan, uyku saatim gelince 3 saatliğine daldım, sonra gece yarısını geçe, hiç tipik olmayan bir şekilde kendiliğimden uyandım ve bitirdim. Elinden bırakamama, polisiye romanın insana yaptırdığı bir şeydir. Bu anlatıda da aynı nitelik var. (Deniz Şengel)
Hiç beklenmedik anda, her şey yolunda, herkes işinde gücündeyken güneşli bir günde apansız başlayan, tam bir hafta sürecek hastane serüveninin, tüm yıkıcılığına, ölümcüllüğüne karşın son derece eğlenceli, şenlikli, bir o denli acılı, ironik, dirençli anlatısı Dört Dörtlük!
Yaşanan, anlatılan hale uyarlı nefes nefese koşarcasına, dursuz duraksız bir tempo.
Hastane koridorlarında Azrailin gölgesinde cereyan eden ölüm-kalım kavgasına yazar, popüler kültürel belleği de dâhil ediyor: Filmlerden müziğe, şarkılar- şarkıcılardan tv starlarına, çizgi roman karakterlerine, özellikle internet, cep telefonu, bilişim - iletişim hallerine, dillerine dek hayatın kendisinde olan her şeyi ve herkesi.
Dört dörtlük ustalıkta, genç, diri, yeni bir anlatı! (Zeki Coşkun) |