Kitap Tanıtımı |
Bugün okulumuzun ilk günü çok heyecanlıyım. Köyde geçirdiğimiz o üç aylık tatil boyunca çok eğlendik. Günler bir düş gibi geçip gitti. Bu sabah annem Baretti Okulunun 3. sınıfına kaydımı yaptırttı. Aklım köyde geçirdiğim günlerde olduğundan istemeye, istemeye okula gittim. Sokaklar çocuk kaynıyordu. Anne ve babalar iki kitapçıyı da çocuklarına okul çantaları, kitap ve defter almak için doldurmuşlardı.
Okulun önünde de öyle bir kalabalık vardı ki, kapıcı da polis de kapının önünü açık tutmakta oldukça zorluk çekiyorlardı.Kapıya yaklaşırken birinin omzuma dokunduğunu hissettim. Sürekli olarak neşesini muhafaza eden, kıvırcık kırmızı saçlarıyla 2. sınıf öğretmenim bana: Sevgili Enrico, yoksa sonsuza kadar ayrılıyor muyuz? dedi. Ayrıldığımızı çok iyi biliyordum. Buna rağmen sözleri beni yüreğimden yaraladı.
Aşırı kalabalık nedeniyle oldukça büyük çabalarla içeri girdik. Baylar, bayanlar, mahallenin kadınlan, işçiler, büyükanneler, uşaklar birer ellerinde çocuklar, diğer ellerinde karnelerle holü ve merdivenleri doldurmuşlar, sanki tiyatro salonuna giriyormuş gibi bağnşıyorlardı. Yaklaşık üç yıldır bütün günlerimi geçirdiğim ve yedi sınıfın kapısının açıldığı büyük zemin kat avlusunu görünce yine neşelendim. |