Kitap Tanıtımı |
Şimdi cennetlikleri düşün. Yüzlerinde mutluluk parıldar, tıpası mühürlü bir kaptan cennet suları içerler. Taşı ak inciden yapılmış çadırlarda, kırmızı yakut sedirlerde otururlar, yer yaygıları yeşil ipeklidendir, bal ve şarap akan ırmakların kenarlarına dizilmiş koltuklara kurulurlar, bu ırmak kenarları huriler ve hizmetçilerle dolup taşmış.
Bunlar sanki yakut ve mercandır, daha önce onlara ne insan ne cin eli değmemiştir. Cennet makamlarında dolaşırlar içlerinden biri yürüyüşünde kırıtırsa eteklerini yetmiş bin gıiman taşır, giydikleri ak ipek elbiseleri gözleri kamaştırır, başlarında inci ve mercan taçlar vardır, alımlı, ağırbaşlı ve hoş kokuludurlar. İhtiyarlamaları, yıpranmaları söz konusu değildir.
Ebu Hüreyre´nin rivayet ettiğine göre, Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
"Cennette şöyle bir ses gelir: Ey cennetlikler! Sizlere öyle bir sıhhat veriyorum ki, ondan sonra ebediyen hasta olmayacaksınız. Ölümsüz bir hayat bulacaksınız. Ardında yaşlılık olmayan bir gençliğe ereceksiniz. Arkasından ümitsizlik gelmeyecek bir mutluluğa ulaşacaksınız."
Yüce Allah´ın şu âyeti, bu gerçeği ifâde eder:
"Cennetliklere: ´İşlediğiniz iyi ameller sayesinde nail olduğunuz cennet işte budur´ diye seslenilir." |