Kitap Tanıtımı |
Schweyk
Brecht, Grete Reiner in Almancaya çevirmiş olduğu, Çekoslovak yazar Jaroslav Haşek in Uysal Asker Schwejk ın Dünya Savaşı Maceraları adlı romanı ile 1926/27 yıllarında tanışmıştır. Ayrıca Brecht, Piscator un 1928 de Berlin de sahnelediği Schwejk uyarlamasının çalışmasına da katılmıştır. Piscator kendine ait bu uygulama için şöyle demiştir:"Oyun, savaşın bütün karmaşıklığını, hicvin ışığında göstermeli ve mizahın devrimci gücünü ortaya çıkarmalı".
Brecht, Schweyk oyununu 1943 de yazmaya başlar; ancak 1954 te B. Almanya da M. Werkwerth in sahnelemesine kadar oynanamaz. Bu sahneleme için oyunu tekrar elden geçiren Brecht, bu çalışma için oyunun adını Schweyk İkinci Dünya Savaşında diye değiştirir. Çek yazarın romanında Praglı köpek satıcısı Schwejk in Birinci Dünya Savaşındaki maceraları anlatılmıştır. Schwejk, Kupa Meyhanesinde uluorta devlet aleyhinde sözler söyleyince tutuklanır. Polis te hastaneden raporlu bir akıl hastası olduğunu söyler. Schwejk, saflığını ortaya koyarak ve daima büyüklerine saygılı olduğunu öne sürerek, roman boyunca karşılaşacağı Avusturya-Macaristan monarşisinin temsilcilerini devamlı şaşırtır. Öyküdeki birçok olay, çöküş dönemindeki Habsburg Hanedanlığındaki bürokrasiyle, ordunun ve kilisenin tutum ve yalanlarıyla alay etmektedir. Schwejk sonunda kendi isteği ile bu savaşa katılır. Cephedeki olaylar romanın ana eksenini oluşturur.
Brecht in uyarlaması romanın çok ötesindedir; figürlerde yapılan değişiklikler, kişilere yeni birçok karakterin eklenmesi ve yeni 2. Dünya Savaşına ait olaylar dizisi, bu uyarlamaya kendine özgü bir karakter kazandırmıştır. Oyun örgüsü, zaman ve mekân olarak, 2. Dünya Savaşında Alman işgalindeki Prag a yerleştirilmiştir. Savaş alanı ise, 1942/43 Stalingrad önlerindeki cephedir. Schweyk burada Hitler ile karşılaşır; Hitler kaçacak yer aramaktadır. Oyunun bu son bölümünde Brecht, önceden, Stalingrad savunmasının İkinci Dünya Savaşında bir dönüm noktası olacağını kestirmiş olmaktadır.
Schweyk, yer yer fars özellikleri taşıyan bir politik kabare olup Schweyk bir saf halk tipidir; her şeyi görür, anlar, karşısındakiyle inceden alay eder, ama başkaldırmaz. Karşısındakinin saçma düşünce ve davranışlarına sonuna kadar dayanır, bu hali onu komik hale düşürür, böylece onun otoritesini güçsüz kılan bir pasif direniş biçimi uygulamış olur.
Malfi Düşesi
İngiliz yazar John Webster in 1613/14 yıllarında yazmış olduğu Malfi Düşeşi nin Trajedesi adlı oyun ile Brecht 1941 yılında ilgilenmeye başlar. Brecht in Amerika da iken yazdığı bu oyunun metni İngilizce dir; oyunun dili, yayınevimizce çevirisi yapılan özgün Almanca baskısında da İngilizce dir. Brecht, Shakespeare oyunları biçiminde manzum olarak yazdığı bu oyununda, Jakoben Dönemi yazarı Webster in bir eserinden yola çıkmıştır. Webster, Marlowe ve Shakespeare den genç olduğu için bu iki klasik yazarın eserlerini yakından izlemiş olmalıdır. Webster, Rönesans döneminin yazarıdır; mantık ve ilmin öteki yüzünü tema olarak seçmiş özgür insanı odak noktasına koyan dünya görüşünün olumsuz sonuçlarını araştırmıştır. Tragedyaları, akılcılıkla cinayetin, bireysel özgürlükle zorbalığın inanılmaz yakınlığını sergiler. Oyunlar, insan zekâsının, iktidar hırsı, sahip olma tutkusu ve insana özgü içgüdülerin doyurulması için nasıl kötüye kullanıldığını gösterir. Şehvetin ve şiddetin şiiriyle bezenmiş olan bu tragedyalar, önemli bir çöküş dönemini ve süreğen savaşları yaşayan o dönem insanlara çekici gelmiştir.
Webster eserinde, 16. yüzyılda İtalya da meydana gelen tarihi bir olayı ele almıştır. 1490 yılında Aragon Dükü henüz 12 yaşındayken Amalfi Düşeşi ile evlendirilir. Sekiz yıl sonra dük ölür. Amalfi nin yönetimi dul karısına ve oğluna kalmıştır. Bu olaydan sonra Düşeş şatoda çalışmakta olan kâhyaya âşık olur; gizlice evlenirler ve üç çocukları olur. Düşeşin kardeşleri bu gizli evliliğe karşı çıkarlar; onları izlemek için şatoya bir casus sokarlar; kâhya bu durum karşısında şatodan kaçar, düşeş arkasından gider; düşeşin kardeşleri onları izletir; düşeş bütün haklarından vazgeçip bundan sonra yeni ailesiyle sakin bir yaşam sürmek istemektedir; ancak kardeşleri onu rahat bırakmazlar; düşeş ve oğlu Venedik e giderlerken kaybolurlar ve düşeşle oğlundan bir daha haber alınmaz; kâhya da yakalanıp öldürülür.
Bu öykü, aslında kız kardeşine âşık olan (ensest ilişki) düşeşin kendisiyle ikiz olan erkek kardeşi Ferdinand ın bu evliliğe karşı koyma mücadelesini anlatır. Brecht in eklediği ön oyunda, günah çıkartmak için kiliseye giden Ferdinand, Rahip e şöyle der: "Kardeşiz diye niye yasak / Onun yatağında mutlu olmak".
Oyunda, Düşeşin ikinci kardeşi Kardinal dir; kız kardeşine âşık Dük, kardeşi Kardinalin kendi kız kardeşlerini fahişelikle suçlaması karşısında çılgına döner ve Kardinali orada öldürür. Dük de, kendi casusu tarafından öldürülür. Brecht, Elizabeth dönemine ait bu oyun metninde burjuva aşkının izlerini belirginleştirir, sahip olma hırsını öne çıkarır; çatışmanın odak noktasını, feodalizmden burjuva çağına geçişin ilk dönemi oluşturur. |