Kitap Tanıtımı |
Hiçbir şey görmedim Saraybosna´da. Ekmek kuyruğunda beklerken başlarına bomba yağan insanları görmedim örneğin. Evlerine su taşırken vurulanları da. Akan kanı görmedim, kanı yalayan köpekleri de. Çevre köylerde ırzına geçildikten sonra boğazlanıp ırmağa atılan genç kızları, tank paletleriyle çiğnenen çocuklan, Kazıklı Voyvoda döneminden kalma işkencelerle öldürülenleri görmedim. Hiçbir şey görmedim Saraybosna´da. Annesinin cenaze töreninden dönüşte bir tetikçi kurşunuyla yaralanan küçük kızı bile. Ne açlığı gördüm, ne korkuyu yaşadım. Çıldıranları, bu karabasandan ömür boyu kurtulamayacak olanlarla ölüleri de görmedim. Mezarları gördüm yalnızca. Hangi tarihte doğdukları önemli değildi, ama son iki yılda ölmüştü tümü. Yıkılmış evleri gördüm bir de, postane binasının o korkunç halini. Ve sokakları bir anda dolduran, nereden çıktığı belirsiz o sakat kalabalığını. Savaşı görmedim; doğru. Savaşın yüzünü gördüm ama. Sevgilim Saraybosna´da. Unutmayacağım!
Nedim Gürsel, Saraybosna dramının yanısıra Makedonya´da geçirdiği günleri anlatırken Balkanlar´daki Türk mirasının önemine dikkati çekiyor bu kitabında. Ve kendine özgü şiirsel üslubuyla yalnızca bir gezi kitabı değil, anılarını da okura içtenlikle sunuyor. Severek okuyacağınız bu kitabın bir başka özelliği de Türk-Yunan ilişkilerini kültürel bağlamda gündeme getirmesi. |