Kitap Tanıtımı |
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde kendini pek beğenen, övülmeyi pek seven bir Padişah varmış. Bunu bilen adamları her fırsatta ona övgü dolu sözler söylerlermiş. Bir gün kibirli padişah kızlarını yanına çağırmış:
Söyleyin bakalım, beni ne kadar seviyorsunuz, diye sormuş. Büyük kız;
- Babacığım, demiş Hem çok faydalıdır hem çok tatlıdır. Dağlardaki bin bir çiçekten toplanarak yapılır. Ben sizi bal kadar seviyorum, demiş.
Padişahın yüzü gülmüş;
- Benim ilk kızım; ilk göz ağrım, demiş. Beni bu kadar sevdiğine göre, sarayın bahçesindeki Güllü Köşk senin olsun.
Ortanca kız hemen atılmış;
- Babacığım, demiş. Hem güç kuvvet kazandırır hem bal kadar tatlıdır. Çeşit çeşit üzümden bin bir emekle hazırlanır. Ben de sizi pekmez kadar seviyorum.
Padişahın ağzı kulaklarına varmış;
- Ortanca kızım; bahar dalım, beni bu kadar sevdiğine göre Yaseminli Köşk de senin olsun, demiş.
Sıra en küçük kızdaymış. O böyle süslü püslü sözlerle sevgisini abartmak istememiş;
- Babacığım, demiş. Ben sizi tuz kadar seviyorum.
Diğer kızlar kikir kikir gülüşmüşler. Padişahsa:
-Ne! Tuz kadar mı, diye gürlemiş. Senin gözünde değerim tuz kadar mı yani! Madem beni bu kadar seviyorsun! Memleketin öbür ucundaki yıkık dökük kulübe de senin olsun. Git bundan sonra orada yaşa. Bir daha da karşıma çıkma, demiş
Sonra ne olmuş dersiniz? Küçük sultan saraydan ayrılıp o kulübeye gitmiş mi? Padişah babası kızının onu ne çok sevdiğini anlamış mı?
Çocuklar bu masalı okurken hem keyif alacak hem de kibrin, kendini beğenmişliğin kötülüğünü, alçak gönüllülüğünse kıymetini anlayacaklar.
Anadolu Masallarını 5-7 yaş gurubu çocuklar ebeveynlerinden dinleyebilir, 2. ve 3. sınıf öğrencileriyse kendi başlarına zevkle okuyabilirler. |