Kitap Tanıtımı |
Sadrazam Öküz Mehmet Paşa’nın; Ulukışla’da, 1616’da yaptırdığı tarihi Kervansaray, yeni konuklarını bekliyor…“Han Duvarları” şiiri yazarı öğretmen şair Faruk Nafiz Çamlıbel: “Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya / Ulukışla yolundan Orta Anadolu’ya…” ve “Memleketimden İnsan Manzaraları” kitabında Nazım Hikmet ise: “…ve Ulukışla’dan güneye / pamuk işleyenlere gitmek için / Toroslardan bir kere olsun geçemedim diye utanıyorum…” demektedir. Öte yandan, Şair Ahmet Oktay da; “Ulukışla’da Saat Beş” adlı şiirinde: “Balkıyan bulutu görür başak / mavilik gülümseyiş gibi titrediğinde / ben erken ölümü gördüm / Ulukışla’da saat beşte / Yalınayak suya basıyordu bir çocuk…” vurgusunu yapmaktadır. Gurbeti sılaya bağlayan Ulukışla Tren Garı, nice insan manzaralarına ve göç öykülerine tanık olmuştur… Pek çok sanatçıya ve şaire esin kaynağı olan Ulukışla, Bolkar Dağları ve köyleri; farklı demografik yapısı, doğası, kültürü ve tarihi dokusu bakımından, endemik flora ve fauna zenginliği ile alternatif turizm rotasında, gezginlerin ve turistlerin uğrak yeri olmaya başladı… Binlerce yıllık tarihi ve kültürel mirası ile keşfedilmeyi ve tanıtılmayı bekleyen Ulukışla; tarihin her döneminde, cazibe merkezi olmuştur. Anadolu coğrafyasının güneye açılan doğal, stratejik ve güvenlik kapısı özelliğini taşıyan Ulukışla; Milli Mücadele Döneminde, Kuvayı Milliye Direnişlerinin; ilk kıvılcımının yakıldığı ve ilk sivil örgütlü direnişlerin başladığı yer olma özelliği ile de; Atatürk’ün “Büyük Nutuk” kitabının sayfalarında yer almayı haketmiştir… Yıldırım Orduları Grup Komutanı Mustafa Kemal Paşa, 10 Kasım 1918’de Ulukışla’dan Adana’ya giderken, trende şöyle demişti: “Nerede bir Yörük çadırı ve Türkmen otağı bacasında, hala duman tütüyor ise, bilesiniz ki; bu kutsal topraklara asla düşman ayak basamaz. Eğer düşmanı güney cephesinde yenemez isek; Toros Dağları, Türkiye’nin güney sınırı olacaktır. Bu bilinçle savaşacağız. Bu böyle biline…” demişti. Kuvayı Milliyeci Ulukışla Müftüsü Mehmet Bahaeddin Efendi ise; “İstiklalsiz din olmaz…” vurgusunu yapmıştı. 1. Pozantı Kongresi (5 Ağustos 1920) öncesi, Karboğazı Baskını’nda; 4’ü Yörük kadını, 44 kişiden oluşan Pozantı Kuvayı Milliye Müfrezesine; 630 askeriyle birlikte teslim olan 2. Tabur Komutanı Fransız Binbaşı Pierre Mesnil ve eşi Edrige Aubry Mesnil, ülkesine döndükten sonra, Ulukışla Kuvayı Milliye Müfreze Komutanı Şevki Alpagut ailesine yazdıkları mektuplarda: “Türkler, o kadar konuksever, o kadar kadirşinaslar ki; bize esirliğimizi unutturdular. Onlara ne kadar çok teşekkür etsek, azdır…” diyerek duygularını dile getirdiler. ’Tam Bağımsız Türkiye!’ ve ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış!” özlü bu insani ve vatansever ruh, Anadolu’da hala yaşıyor, yaşatılıyor… Bu bilinçle, Anadolu aydınlığında yürüyen; onlarca kitabı, ödülleri, belgeselleri olan ve gittiği 99 ülkede “Atatürk ve Türk Kültürü” izlerini araştıran, Ulukışlalı gazeteci, belgeselci, şair ve gezi yazarı Dursun Özden; uzun zamandır yaptığı, özgün çalışmasının ürünü olan bu değerli eser; arşiv fotoğrafları, haritalar, özel belgeler ve bilgilerle; ‘Milli Mücadelede Ulukışla (1918-1923) Direnişi’nin bilinmeyen yönlerini, kültürel yaşam, folklör ve mutfak kültürünü yanı sıra; Ulukışla’nın yeni alternatif turizm rotasını gün yüzüne çıkardı. Akademisyen Yayınları tarafından basılan bu kaynak kitap; ‘Anadolu’nun Aydınlık Yüzü ULUKIŞLA’ mutlaka okunmalıdır… (Tanıtım Bülteninden) ) |