Kitap Tanıtımı |
İnsanlar Allahın bir ailesidir ve Allahın en sevgili kulu da Allah ailesinin en çok sevendir. Müslümanlıkta en önemli olan husus insanın iç temizliğidir
Yazar : MAHMUT SAADETTİN BİL
İnsanlar Allahın bir ailesidir ve Allahın en sevgili kulu da Allah ailesinin en çok sevendir. Müslümanlıkta en önemli olan husus insanın iç temizliğidir. Bu iç temizliği o inşânın kalbinin temiz ve pâk olması ve dünya hırslarından. Kötülüklerden, çevresine olan fenalıklardan, kinlerden. kıskançlıklardan vesâir diğer fena huylardan kendisini arıtmış demektir.
Bir inşân hangi mevkide bulunursa bulunsun bu iç temizliğine sahip olduktan sonra, ancak Allâhın nuru olan nur-u Muhammedi ile içini doldurur ve ahlâkı Muhammedi'yle ile ahlâk sahibi olursa, o zaman doğru ve örnek bir inşân olarak hayatını devam ettirir. Bu sebepten insan «İrfan» denilen hakikat bilgilerini Öğrenmekle geniş bir görüşe sahip olmayı gerçekleştirir. Bu hakikat bilgisinin en başta geleni insanın kendisini bilip tanıması ve bundan sonra Allâhını bilip tanıması takibedir. İşte buna da nail olduktan sonra artık o insan kendisini yaratanın olduğu kadar, ayni zamanda toplumun istediği doğru, çalışkan, kimseye hiç bir fenalık yapmayan ve herkese ancak iyilikleri olan yararlı bir insandır.
İşte insanlara bu iyi huyları temin eden ve onu Allahın ve toplumun istediği gerçek bir insan yapan «Tasavvuf» yoludur, zira bu yol Allah yoludur. Tasavvuf ehlinin azaldığı
yerde taassup kuvvetlenir ve bir sam rüzgârı gibi ortalıkta eser ve çevreyi karamsar bir hava sarar, hattâ kardeş karnesi tanımaz hale getirir. Taassup bencillik iddiasındadır. Kibrin içine gömülmüş, insanları Allah ile durmadan korkutarak, kendisini sanki bu zümreden ayrı bir yaratık sanarak diğerlerinin yaptıkları hata ve günahlarla yıllarca ateşte yanacaklarını anlatır.
Buna karşılık tasavvuf, insanlarda daima Allah sevgisini çoğaltarak, onları Allaha yaklaştırır. Tasavvuf ehli ağlasa da, gülse de sevdiği Allaha karşı sevgisini, yani gerçek olan aşkını saf ve temiz bir kalple bir âşık gibi Allahın a iletir. İnşân işte o zaman hemen herkesi Allâhın aziz bir mevcudiyeti gibi görür ve onun derdiyle dertlenir ve sevinciyle yüzü güler. O esasen daima güler yüzlüdür, çünkü o kadar çok çeşitli hâdiseler çevresindeki insanları ümitsizliğe sevk eder ki, o ancak insanlara güler yüzü ile adetâ onlara ferahlık vermek ve hiç bir zaman ümitsizliğe düşmemelerini kendi haliyle göstermek ister.
Yukarıda kısaca belirttiğimiz hususları kapsayan kitabımız üç bölüme ayrılmıştır:
Birinci bölümde. Allah ve Nur-u Muhammedi'nin açıklanmasından sonra, inşân ve onun son mertebesi olan İnsânı Kâmil hakkında bilgi verilmiş ve bunu takiben Müşahede, İç Aydınlığı, Kendini Tanıma kısımlarında inşânın durum ve yükselişinin nasıl mümkün olabileceği açıklanmış ve en sonunda Rûhdan ve Allah ile İnsânın yekdiğerine olan ilgileri hakkında Kur'ân ve Hadislerle misâller verilmiştir.
İkinci bölümde Allâhın sevdiği seçkin ve mükemmel insanlardan örnekler verilmiştir. Bunlardan başta Şeyhülek-ber Muhiddinî Arabî olmak üzere Mevlâna, Şemseddinî Tebriz? Yunus Emre, Hacı Bayramı Veli, Niyazi Mısrî, Abdurrâhmanı Cami, Bedreddini Semâvî, Muhammed Nûrul Arabî ile son devrin tasavvuf âlimlerinden Hacı Maksut Efendinin hal tercümeleriyle, her birinden şiir ve nesirlerinden bazı örnekler verilmiştir. Üçüncü bölümde Pederimiz merhum "Hacı Maksud efendinin şimdiye kadar yayınlanmamış elimizde mevcut el yazması «Hulusi» mehlesiyle yazdığı «Hulusi Divanı» na hasredilmiştir.
Böylece Allahın bu gibi seçkin kullarının tasavvuf yönünden gerçekleri nasıl dile getirdikleri kendi eserleri ve terennüm atiyle irfan ehline gösterilmiştir.
Bu nâçiz eserimizle bütün dileğimiz Allâhın en büyük mucizesi olan insanlardan bazılarının hayatlarında Tanrılarını tanıma ve ona ibâdetlerinde bazı kusurlarda bulunsalar dahi onun Kur'ân-ın hemen her sahifasında «Ben affediciyim ve merhamet sahibiyim» sözlerini dâima düşünerek hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemelerini, yine bir kısım insanların da Tanrısının hoşuna gitmeyen hallerde bulunarak, bazı kusurlar işlediklerini kabul edip, kötü hallerini tekrarlamamak şartıyla yine Allâhın iyi bir kulu olabileceklerini, ye-terki temiz bir kalbe sahip olmalarının gerektiğini, bildirmek istedik.
Bütün başarı Allâh tandır, şükür ve tazim ancak Allâhadır.
Mahmut Sadettin BİLGİNER
İstanbul, Selamileşme Eylül, 1969 |