Kitap Tanıtımı |
Toprağı üzüntüyle doldurarak yokluğa iten onca kederin ıstırabı.Yukarıdan bakınca dahi ölümcül kuraklığı/viranlığı görülebilen susuz/sevgisiz bahçe.Ne kendine ne b/aşka/sına benzeyen, ürkünç/ al bir suretle ormanı mesken edinen çöl.Ağaçları kökünden sarsan esrik rüzgârların kendi haline terkedilen üslubu/akış ki dengesiz.Seyreltilmemiş/ kocaman boşluğun etrafında, ıssızlığa sığınan/sıkışan imkân dahilinde ki kıyı.Yatağını terk eden su, yanılgıların/ huzursuzlukların kupkuru ve solgun saçlı göğsü, öbeğin öğelerinde ölü sersemliği, gözünde/dilinde bir vahşi hâl.Atların/ geldiğinde ki çıplaklığına yavaş yavaş giyindiği tufanın iklimi/ sisli örtünün dala vaadi, gittikçe ağırlaşarak vuku bulan karanlık.Tanrısal/ kutsal ateş, varlığın içinde ki ışık, kendinde ve yok edilemez olan/ her şeyin kaynağı şüphesiz sevmekte yarattığını. (Tanıtım Bülteninden) ) |