Kitap Tanıtımı |
Kadri aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık çaresizliğini yaşıyordu. Kadri, Fahriye'nin anasına hakaret ettiğine birkaç kez tanık olmuştu. Fatma Ninenin canına tak etmişti. Bahar ayları geldiğinde oğlu Kadri'ye;
-Canım, Cancağızım oğul; Senin mesut olmadığını görüyorum. Arada kalıyorsun. Götür bu edepsizi babasının evine bırak. Bıyıklının kızından hayır mı gelir. Hem eli iş yapmıyor, hem kötü davranıyor. Allah belasını versin.
-Ana beğenmiyordun niye aldın?... Ben baştan akraba evliliği yapmayayım diye az mı söyledim? Az mı yalvardım!...
-İşte oldu. Bir nane yedik işte. Bir zehir içtik. Bu zehir sadece beni değil, sen de dâhil etrafımızı da zehirliyor. Beni düşünme. Sen kendi mutluluğunu düşün. Ben yetmiş yaşadım, yetmiş daha mı yaşayacağım?.. |