Kitap Tanıtımı |
“…Eve döndü Melike. Berkay da diğer erkekler gibiydi. Uzun uzadıya düşündü, ne onunla ne de başka biriyle evlenmemeye karar verdi. Berkay’ın kabalığına, böyle düşünmesine içerledi. Daha önce evlendiği kadınlar üzerine söyledikleri uğuldadı zihninde. Kendisi için anlayış beklerken, onu mahkûm etmesine izin vermeyecekti. Bütün gece Berkay’ın aramasını bekledi. Dayanamayıp o aradı, telefonu kapalıydı. Gözüne uyku girmedi. Gecenin ilerleyen saatleriydi. Televizyonu açıp karşısına oturdu. Elinde kumanda uyuya kaldı, uykuyla uyanıklık arasında son dakika haberleri ilişti gözüne, doğruldu. Kumandaya uzanıp televizyonun sesini açtı. Zincirleme trafik kazasının bilançosu ağırdı. Birçoğu ağır yaralıydı. Sadece bir kişi ölmüştü. Eski bir vesikalık fotoğraf belirdi ekranda. Altında da ölen kişinin ismi yazıyordu. “43 yaşındaki Berkay Çağlayan aracının içinde ezilerek can verdi,” dedi spiker. Battaniyeyi üzerine doğru çekti Melike. Ağlamadı, hüzünlendi. Doğa hükmünü verip yasasını koymuştu. Kırmızı elbisenin hesabı görülmüştü. Berkay’ın üzerine giydiği beyaz gömlek canlandı gözünde, beyaz değildi gömlek şimdi, Berkay’ın bedeninden sızan kanla kızıla boyanmıştı. …” (Tanıtım Bülteninden) ) |