Kitap Tanıtımı |
Ben bir sokak fahişesiyim. Telekız ya da onun gibi bir şey değil; hayır, gerçek bir kaldırım fahişesi, yüksek topuklu ve mentollü sigaralı. Bu sabah bir yere gidiyorum. Vermem gereken eski bir hizmet. Detaylarına girmeyeceğim. Size çocukluğumdan, aşklarımdan, acımdan bahsetmeyeceğim. Size buraya nasıl geldiğimi söylemeyeceğim, bu fazla hoşunuza giderdi.
Bugünümden başka hiçbir şey alamayacaksınız. Tecavüzden, terk edilmeden, HIV'den ve eroinden bahsetmemi beklediyseniz, defolun sapıklar. Burada sadece benim günüm olacak, yaşadığım tüm günlere, geberene kadar yaşayacağım tüm günlere benzeyen. Aile faciası, üçüncü sayfa haberleri ya da psikolojik çıkarımlar olmayacak.
Paris'te bir sokak fahişesi, "telekız ya da onun gibi bir şey değil; hayır, gerçek bir kaldırım fahişesi" olan Nanou'nun günlük mesaisinden insan manzaraları: Mahkûmlar, bar işletmecileri, okul gözetmenleri, motorcular, yazarlık heveslileri, köpeğinden başka kimsesi olmayanlar... Ya hayallerini tüketmiş ya da zaten hiç hayal kuramamış, günlerin geçişini sayan, hepsinin derdi kendine özgü küçük insanlar, otelin asıl misafirleri... |