Kitap Tanıtımı |
Zan, ne dünya güzeli talihsiz Hüsne'yi ne ilahi aşka bir türlü eremeyen Yahya'yı ne yarım Hüseyin'i ne kâmil Halil'i ne can yükü taşıyan Zekeriyya'yı ne kırgın Fadime'yi ne Sır Ormanı'nı ne Derin Kuyu'yu ne Dilcefa'yı ne Gökinci'yi ne Saklı Oda'yı ne Hurafe Hala'yı ne Nazar Ana'yı ne de başka şeyleri anlatan bir roman. Kahramanlarla yazarın birbirlerinin sırlarını ifşa edişlerine aldırmayın.
"İçimde dikey bir şey var, gırtlağımı içten içe oyan sivri bir şey. Bazen kaleme, bazen keskiye, bazen iğneye, bazen tırnağa, bazen ince bir harfe benzeyen, sarhoş eden eril bir acı. İçimde tanımlayamadığım bir inanç, gizli bir din var. Beni kandırmak, beni inandırmak için kelimeleri kullanan bir yalancı peygamber." diyen yazar, Zan'la, insanın kendiyle sınanmasını masalsı bir
dille paylaşıyor okuyucuyla... |