Kitap Tanıtımı |
Günler, günleri kovalamış. İnsanlar yiyecek kuru bir ekmeğe hasret kalmışlar. Açlıktan, susuzluktan ölenlerin haddi hesabı yokmuş. Birçok kişi de canına kıymaya başlamış. Padişahın sarayında ise israf son hız devam ediyormuş.Onlar üç maymun gibi halkın durumunu ne görüyor, ne duyuyor ne de durumlarıyla ilgili konuşuyorlarmış.Bir anne memelerinden süt gelmediği için çocuğunu emziremez olmuş. Daha ufacık sabiye ne yapacağını bilememiş. Herkes açmış. Kimden yardım alsın. Yaradana yalvarmış canını alması için. Bu halkı kurtarması için yalvarıp yakarmış. Sorumluları için de ilenmiş.Günler geçmiş. Bir gün öyle bir sıcak olmuş ki. Bu sıcak sanki kıyamet sıcağı gibi bir sıcakmış. Bu sıcağa dayanamayan bitkiler hemen kurumuş. Hayvanların bir kısmı da kaçıp gitmiş buradan. Ülkenin halkı yıllarca kemer sıktığı için zaten bir deri bir kemik haldeymiş. Açlıktan, susuzluktan kırılan bu halk sıcaklar yüzünden önce su buharı haline gelmiş. Ardından buharlaşıp gökyüzüne yükselmiş.' (Tanıtım Bülteninden) ) |