Kitap Tanıtımı |
İlkçağ, insanlığın sınıfsız toplumdan, sınıfı toplum dönemine geçtikten sonraki ilk ve en uzun çağı. Binlerce yılı kapsıyor. Aslında, dayanılmaz acılarla dolu bir çağ; sınıflı toplumların en korkunç biçimi, ``kölelik`` var çünkü. Henüz, bütün insanların insan olarak da tanınmadığı yüzyıllar. Ama insanoğlu, yazı da içinde olmak üzere, edebiyattan sanata, bilimden felsefeye değin, aklın ve beğeninin ilk büyük fetihlerini de bu çağda yapmış; önlerinde bugün de hayranlık duyup saygıyla eğildiğimiz fetihler bunlar.
Bu bakımdan, insanlığın onuru bir çağ bu.
Aydınlık, Mısır`dan Batı Asya`ya, Hindistan`dan Çin`e uzanan bir coğrafyada, Doğu` dan gelmiş önce: Tarımı örgütleyip yetkinleştiren, gemi tekniğini ve deniz taşımacılığını bulan, alfabeyi, aritmetikle geometriyi yaratan, astronomide ve tıpta ilk adımlar atan Doğulular oldu. Bu mirasa, eski Yunan`ınki ekleniyor: ``Doğu despotizmi`ne karşı`` demokratik yönetim``in ilk uygulayıcıları, felsefenin, düşünce ve tartışma özgürlüğünün yaratıcıları Yunanlılar gerçekten. Eski Roma, siyaset ve hukuk yeteneğiyle kendini belli ediyor; bir de, dev bir kültür birikimi geleceğe taşımakla.
İlkçağ önemli.
Öylesine önemli ki, onu görmeden ve tanımadan öteki çağları anlamak bütünüyle olanaksız.
Bu kitap, onun öyküsü işte... |