Kitap Tanıtımı |
Amerika'nın Çehov'u olarak anılan John Cheever, henüz hayattayken klasikleşmiş isimlerden biri. Yeri geldiğinde "küçük" insanı, yeri geldiğinde insanın "küçük" gördüklerini ironik bir dille ele alan Cheever, Tomris Uyar'in ifadesiyle, "Başkalarına alabildiğine hoşgörüyle bakan, kendini sürekli hırpalayan, bu iki eğilimi arasında belki yalnızca yazıları aracılığıyla köprü kurabileceğini uman bir yazar. Kendisi ister trenlerde, ister vapurlarda, ister uçaklarda yol alsın, ufkunun gitgide daraldığını kavrayan bir Yüzücü."
Cheever'ın derlediği Toplu Öyküleri'nin ilk cildi olan Yüzücü, radyoların kulak misafirliği yapmanızı sağladığı, mutlu ailelerde mutlaka bityeniğinin arandığı ve aşkın geometrik hesaplara dönüştüğü bir dünyaya açılan bir kapı niteliğinde. Okurlara Cheever'ın bu özel dünyasında Tomris Uyar'ın eşsiz çevirisi eşlik ediyor. Yüzücü, edebiyat severlerin raflarından eksik etmemesi gereken bir Öykü kitabı.
"Havuza daldı, boydan boya yüzdü ama iş kenara tırmanmaya geldiğinde, kollarındaki, omuzlarındaki bütün gücün çekildiğini ayırt etti, merdivene usulca yanaşarak çıktı havuzdan... Karanlık çayıra çıktığında, gece havasında, krizantem ya da kadife çiçeği kokusu üstüne varan sonbahar kokuları geldi burnuna, keskin, bayıltıcı bir eter kokusu. Göğe bakınca yıldızların çıktığını gördü ama neden Andromeda'yı, Cepheus ve Koltuk takımyıldızlarını görüyor gibiydi ki? Yaz ortasının burçları ne olmuştu? Gözleri doldu." |