Kitap Tanıtımı |
Yürümek, dilimizin en çağrışımlı kelimelerinden birisi. Üstelik sadece insan için kullanılmaz. Dallara su yürür baharda. Birisi su altından saman yürütür. Birisi karda yürüyüp izini belli etmez. Soyut ve somut pek çok durumu birden karşılar. İnsan, asıl odur yine de yürümeye tam anlam veren. Günlük hayatında en çok yaptığı eylemlerden birisidir. Bir zorunluluk olduğu kadar bedensel ve ruhsal sağlığın en temel egzersizi. Ama elbette bu kadar değil; insanı diğer canlılardan farklı kılan “düşünme” eylemi için de bir zemin aynı zamanda. Tarihin en önemli düşünürleri, en kalıcı fikirlerini yürüyüşleri esnasında yaratmışlar. Nice özgün düşüncenin, sanat eyleminin ve bilimsel buluşun kaynağı olmuştur yürümek. Özellikle saf, bozulmamış, insan eli değmemiş doğada yapılan yürüyüşler, kişinin iç dünyasına da yaptığı bir yolculuk. Kendisiyle en güzel, yürüyüş yaparken yüzleşebiliyor insan. 19. yüzyılın Amerikalı ünlü düşünürlerinden Henry David Thoreau, yürümeyi bu kısa ama çarpıcı eserinde harikulade bir şekilde tanımlıyor, sınırlarını çiziyor, tasvir ediyor, tecrübelerini anlatıyor. Her okur bu kitapla birlikte yürümeyi keşfedecek. “Yürümek” artık sıradan, fiziksel bir zorunluluk olmaktan çıkıp bir hayat felsefesine dönüşecek. Yürümek, üstelik Selma Aksoy Türköz’ün özgün çevirisiyle… (Tanıtım Bülteninden) ) |