Kitap Tanıtımı |
Yunus Emre hakkında yazılan bütün edebiyat metinleri, Alevi-Bektaşi cönklerinde sözü edilen bir menkıbeye ve "Yunus bu sözü eğri büğrü söyleme/ Seni sigaya çeken bir Molla Kasım gelir." beytinin Yunus Emre'ye ait olduğu kabul ederek yazılmıştır. Oysaki bu menkıbenin doğru olmadığı, sözü edilen beytin de şair Molla Kasım'a ait olduğu kesinleşmiş bir gerçektir. Molla Kasım hiçte sofu bir adam değildir. Yunus'un şiirlerini yok edecek bir kimse hiç değildir: O hakikati arayan bir Kadıdır.
"Hakikat kitaplarda yazılı yasa metinlerinde bulabileceğimiz bir şey değildi. Hakikat ancak vicdanımızla, yüreğimizle ulaşabileceğimiz bir şeydi. Hakikatin kanıta da ihtiyacı yoktur. Çünkü ne kendisi, ne de aksi ispat edilebilir. Parlak, ışık saçan varlığını anında hissedebiliriz..."
Yunus Emre de yalnızca ilahileriyle gönüllere taht kurmuş bir şair değildir. Onu belki de ölümsüz kılan güçlü aydın eleştirisi yaptığı şiirlerdir. Yazar, Selçuklu Devletinin son günlerini onun şiirlerinde sözünü ettiği gerçeklik üzerine kurgulamış, Molla Kasım'ın hayatını anlatırken Yunus'un düşüncelerini aktarmıştır. O günün sorunları bugünün sorunlarına ışık tutan evrensel sorunlardır.
"Tartışmalara şiddet karıştığında fikir ve nezaket kaybolur. Tarafların birbirlerine saygısı kalmamıştı. Kendi gibi düşünmeyenlere en ağır suçlamalarda bulunuyorlardı. Bütün zamanların en geçerli suçlaması ise devlete ve sultana ihanetti..." |