Kitap Tanıtımı |
Endüstriyel Tarımın bir önermesi olan Fabrika Hayvancılığı, kırmızı et ve süt üretimi için geleneksel Aile Çiftçiliğinin koşulsuz bir alternatifi olabilir mi?
Köyler ve meralar terk edilirken, tabağımızdaki et giderek bize yabancılaşıp pahalılaşırken YULAR, tam da böyle bir ortamda, hayvancılığımızın görünen sahnesi olan geleneksel hayvan (mal) pazarlarına davet ediyor okuyucusunu. Siyah-beyaz fotoğraflar, binlerce yıldır var olan insan-hayvan ilişkisinin anlamsal izleğini harekete geçiriyor, "hayvancılık", "sağlıklı et", "hayvan refahı" kavramları üzerinde düşünmeye çağırıyor.
Today we find ourselves living in the midst of new kind of agricultural turmoil, one in which meat on our tables is becoming ever more scarce and ever more expensive, and in which the traditional, family-owned and - operated dairy and cattle raising farm finds itself on the verge of being displaced by farm factory style animal breeding. It is in precisely such a climate that Yular opens an intriguing window into the unique world of the traditional animal market. Setting off from black and white photographs of a tradition that has been sustained for thousands of years, and one which hails the meaningful relationships between man and animal, this album elicits contemplation on what we mean by such concepts as animal breeding, healthful meat, and animal welfare. |