Kitap Tanıtımı |
"Zihninden hamile kalacak kadar Türk kültürüne aşık olmayan ve bu yüzden de birinci sınıf eser doğuramayan Türk aydını", hem sosyal bir olgu hem de sınıfsal bir entite olarak Tanzimat"tan bu yana üzerinde en çok konuşulan olgulardan birisidir. Üzerinde bu kadar çok konuşulmasına rağmen, milletin değerleriyle barışık kalmış ve yabancılaşma anaforuna sürüklenmemiş aydın sayısı, ülkemizde hala parmakla sayılabilecek kadar azdır"
" Kültürdeki yozlaşma, idealizmi öldüren en önemli handikaplardan birisidir. Kültürsüz insan aynı zamanda idealsizlikle de malul olur. Bireyin ruhunda milli kültür dayanak bulduğu takdirde o zaman milli idealleri seven, onlara ilmi bir inançla bağlanan idealistler yetiştir. Onun için iç ve dış kültür emperyalistleri idealizmin en sert kodu olan milli kültürün amansız düşmanlarıdır. Bunlar idealleri olmayan köksüz ve soysuz bir insan topluluğu oluşturmaya çalışırlar. Böylece insanlar büyük bir boşluk içine itilir ve her türden yabancı amaç için kullanıma açık hale gelmiş olur. Artık birey kendisini, mensubu olduğu kimliğini, teyit, tasdik ve yorumlama yeteneğini kaybetmiştir"
"Dehşetle görüyoruz ki, bir millet için en felaket insanların "idealizmini kaybederek" küçük nefsani hesaplara kapılmalarıdır. Gerçekten de insanlar, kendilerini adadıkları hedef ve ülküler kadar büyümekte veya küçülmektedirler. Gönlünüzde yatan en mbüyük sevgi ne ise "Tanrı"nız odur. Ne içinsavaşıyorsanız onu tanrılaştırmış olursunuz" |