Kitap Tanıtımı |
Gazeteci, yazar ve sinemacı Philippe Labro, 1994 yazında 50´li yaşları geride bırakmanın verdiği olgunluk ve bilgi birikimi ile başarının doruğuna ulaştığı bir dönemdedir. Beklenmedik bir anda on günlük bir yolculuk yapar. Bu, ne bir iş gezisi ne de tatildir ama yaşamının en uzun ve en zorlu yolculuğu olmuştur. Yolculuk´tan sonra eski yaşantısına geri dönmüş olsa da, hiçbir şey eskisi gibi değildir. O değişmiştir. Onun için artık önemli olan tek bir amaç vardır: doyasıya sevmek ve doyasıya yaşamak. Bir denizci ona Horn burnuna gidişini anlatır: "Horn burnu Güney Kutbu yakınlarındadır, oraya gittiğinde geri döneceğinden emin olamazsın...Kimse sana yardım edemez... Tek başınasındır..." Philippe Labro da Horn Burnu´na kadar gitmiş ve geri dönmüştür. Onun bu yolculuğu, Paris´te Cochin Hastanesi´nin yoğun bakım odasında 10 gün sürmüştür. Yaşam ve ölüm arasında gidiş gelişini anlattığı bu kitabın daha ilk sayfalarında bunun bir roman olmadığını söyler. Geçirdiği ölüm deneyiminin acımasız, ezici ve çıplak gerçekliği karşısında edebiyat bir adım geri çekilmiştir. Philippe Labro sanki bize kendi bilinçaltıyla yaptığı röportajı sunmaktadır: abartısız, nesnel ve yalın bir anlatımla. |