Kitap Tanıtımı |
Her şey 710 yılının ilkbaharında Tarif b. Malik komutasındaki birliğin keşif amacıyla İber Yarımadası’na adım atmasıyla başlar. Tarif b. Malik’in kendisi de bunun sekiz asırlık bir hikâyenin ilk adımı olduğunun farkında değildir. Tarif’in olumlu haberlerle dönmesi, Tarık b. Ziyad’ın 711 yılında gemilerle yola koyulmasını sağlar. Tarık b. Ziyad’ın kararlılığı, İberya’nın kapılarını ardına kadar aralar. Müslümanlar, iki yıl gibi kısa bir sürede İberya’ya hâkim olur; Hz. Peygamberin vefatından bir asır sonra 732 yılında Batı Avrupa’da ulaşabileceği en uç nokta olan Paris yakınlarındaki Tours şehrine kadar ulaşır. Endülüs medeniyeti bir tarafta Kurtuba, Tuleytula, İşbîliye, Gırnata gibi şehirlere; diğer tarafta İbn Hazm, İbn Bâcce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd, İbn Arabî gibi âlimlere hayat verir. Farklı dinlerin ve kültürlerin bir arada yaşamasına imkân tanır. Ancak İbn Haldun’un ifade ettiği üzere medeniyetlerin de insanlar gibi bir ömrü vardır. Doğar, büyür, yaşlanır ve ölür. 2 Ocak 1492’de son Endülüs hükümdarı 12. Muhammed, Gırnata’nın anahtarlarını teslim ettikten sonra Badol Tepesi’nde mahzun bir şekilde şehre bakar. Âişe el-Hurre, oğlu XII. Muhammed’e hitaben o an şu tarihi cümleyi sarf eder: “Ağla, ağla! Erkekler gibi savunamadığın ülken için şimdi kadınlar gibi ağla!' (Tanıtım Bülteninden) ) |