Kitap Tanıtımı |
Yirminci Yüzyılın İnsanlarıyız
Yirminci yüzyılın insanlarıyız
Dünya sulh içinde bayram olmalı
Atom tahriplerin kaldırmalıyız
Laiklik aleme sultan olmalı
Demokrasi insan öldür demiyor
Açılan gülleri soldur demiyor
Hür bağımsızlığı kaldır demiyor
Herkes hür bağımsız bir can olmalı
Dünya ulusuna en büyük ricam
Sulh olsun uluslar dökülmesin kan
Tahrik yapan sulhu bozan kör şeytan
Yakalanıp katli ferman olmalı
Dünya ulusları elele versin
Hasta derman bulsun ağlayan gülsün
Emekçiler emek hakkını alsın
İnsan insanlığa hayran olmalı
Aşık Kul Hasan'ım sinemi yaktın
Halkın derdi ile eridim aktım
Dört kitap okudum kitaba baktım
Sağlar hastalara derman olmalı
Ahmet Koçak, Sunuş bölümünde Kul Hasan ile tanışmasını şöyle anlatıyor:
Yıl 1993, iki Temmuz. Sivas katliamı olmuş. Katliamda yitirdiğimiz yazarların, ozanların, sanatçıların acısını yaşıyoruz. Neye uğradığımızı anlayamamış, olayın şokunu atlatmaya çalışıyoruz.
Halk ozanı Nesimi Çimen'i son yolculuğuna uğurlamak için on binlerce insan Karacaahmet dergahının önünde toplanmıştık. Topluluğun en önünde bağlamayı iki eliyle havaya kaldırmış yürüyen kişi, birçok kişinin gibi benim de ilgi ve dikkatimi çekmişti. Ama çevremdekilerin hiç biri bu kişiyi tanımıyordu.
O günden yaklaşık iki ay sonra sanatçı bir arkadaşımla Aşık Nesimi Çimen'in oğlu Mazlum Çimen'in evine gitmiştik. Karacaahmet dergahının önünde bağlamayı iki eliyle havaya kaldırıp topluluğun önünde yürüyen kişi de ordaydı. Mazlum bizi tanıştırdı. Babamın kadim dostu, Aşık Kul Hasan. İlk tanışmamız böyle oldu Aşık Kul Hasan'la.
Ahmet Koçak'ın bu anlatımı çok yerindedir, çünkü Türkiye solunda Aşık Kul Hasan'ı tanıyan herkes, onu grevlerden, direnişlerden, eylemlerden, dayanışma gecelerinden tanır. Yetmiş yaşını aşmış bu ulu çınar, günümüzde değeri bilinmeyen saflarımızın bir çok sıra neferinden biridir. Ahmet Koçak'ın aşağıdaki sözleri ise Alev Yayınları'nın üzeri küllendirilen toplumsal-kültürel değerlerimiz konusunda üstlendiği sorumluluğu sergiliyor:
Kültüre ve kültürel değerlere saldırının pervasızlaştığı, gericiliğin yaygınlaştığı bu günlerde toplumsal-kültürel değerlere sahip çıkmak bir insanlık görevidir. Alev Yayınları, bu görev bilinciyle, Kul Hasan gibi değerlerimizin yapıtlarını gün ışığına çıkarmaya, kalıcı hale getirmeye çalışacaktır.
Kitapta Aşık Kul Hasan'ın kendi kaleminden yaşam öyküsü de yer alıyor. Aşık Kul Hasan'ın yaşamını en iyi özetleyen ise kendisinin bir deyişi:
Deli Dediler
Çağlayarak aktım aktım bulandım
Bahar yağmurunun seli dediler
Bir zamanlar dağı taşı dolandım
Bu mecnun divane deli dediler
Melek yüzlü zülfü yare bağlandım
Eynel hak çağırdım darda eğlendim
Abdal oldum kapı kapı dilendim
Asalak göründü keli dediler
Çok gezdim yaylada türkü çağırdım
Yoğurt kaymak yedim kuzu çevirdim
Bir zamanlar saç sakalı koyverdim
Kimi derviş kimi veli dediler
Köyümü bıraktım Mersin'e göçtüm
Silifke'den sonra başkente geçtim
Memur oldum bekçi görevin seçtim
Alevi solcudur belli dediler
Dokuz yıl çalıştım işten atıldım
Belediye işçisine katıldım
Sokak süpürerek emekli oldum
Çal sazını öttür teli dediler
Kul Hasan'ım yandım yandım kavruldum
Dost sanarak nicesine sarıldım
Turist oldum yurtdışına savruldum
Gez bir zaman gurbet eli dediler
30 Mart 1991, Ankara
Kitabın baş tarafında Aşık Kul Hasan'ın 1993 yılında Rıza Yürükoğlu yoldaşın davetlisi olarak geldiği İngiltere'de, onun evinde konukken yazdığı birkaç deyiş de yer alıyor.
Işıklar Gördüm
Rıza bahçesini gezdim seyrettim
Nice genç ihtiyar aşıklar gördüm
Görüştüm kaynaştım muhabbet ettim
Nice Ceylan nice Işık'lar gördüm
Sırma Yürük koşturuyor koşuyor
Tufan Güven hizmet yapıp coşuyor
Hasta kedi bile özgür yaşıyor
Kaygusuz'a ortak keşikler gördüm
Gönülleri bağlı Merdan Ali'ye
Her can aşık muhabbete doluya
Niyazları Hacı Bektaş Veliye
Daha nice bağrı yanıklar gördüm
Kul Hasan'ın derdi hasret yarası
Kabe yolu iki kaşın arası
Yoldaş dosta açık Rıza hanesi
Daha nice nice konuklar gördüm
2 Kasım 1993, Londra
Kul Hasan'ın yapıtları arasından Ahmet Koçak'ın seçtiği yüzü aşkın yapıttan oluşan bu güldeste, toplumsal içerikli şiirleri-tasavvuf şiirleri-sevda şiirleri başlıkları altında toplanmış.
Kitabın son bölümünde Kul Hasan ile yapılan bir söyleşi de yer alıyor. Aşık Kul Hasan 1993 yılında R. Yürükoğlu'nun evinde konukken, çok sayıda yoldaşın katıldığı bir akşam yapılan sohbette teyp kaydına alınmış. Daha sonra Mercan Köklü'nun, bu kaydın yazı dilinde düzenlediği bir bölümü, Kul Hasan'ın yaşamından ilginç anılar içeriyor. |